28 Şubat 2013 Perşembe

Babam

      Dün sevgilimle konuşurken gözyaşlarımı tutamadım. Aslında bu konuda pek ağlamazdım ama tam sinirime denk gelmemiş meğer. Bana "Aşkım, şunu sakın unutma, benim babam senin de baban, benim ailem senin ailen." dedi. O konuşmaya devam ederken ben kafamdan defalarca tekrar ettim. Benim babam senin de baban, benim babam senin de baban... O kadar anlamlıydı ki benim için. 

      En son bir ay önce görüştüm babamla. O görüşmeden de her zamanki gibi mutsuz ve moralim sıfır halde dönmüştüm. Babam her görüşmemizde biraz daha zayıflamış, gözleri biraz daha kanlanmış, eli biraz daha titriyor olarak geliyor yanımıza. Aynı zamanda da aklı biraz daha bulanmış. Ben yine şanslıyım. Kardeşim onun saçma sapan halleriyle benden çok daha fazla kez muhattap olmak zorunda. Bize baba olarak geçen emeği sadece telefon faturası ve haftalık. Onun dışında hayati ya da keyfi tüm masraflarımızı annem tek başına karşılamaya çalışıyor. Zorlanıyor tabi. Her hafta gelip haftalığı kardeşime bırakıp gidiyor. Bazen bakkala bırakıyor bakkaldan alırsınız diye arıyor. Taksicilik yapıyor. Bize bıraktığı paradan kalanla da içki alıyor. Elinin titremesinin sebebi de alkolik olması sanırım. Aslında içki içmezdi pek babam, asıl uyuşturucu onu daha iyi tanımlar ama sabıkası yüzünden sürekli denetlendiğinden kullanamıyor artık. 

      Arkadaşlarım bazen konuşuyorlar : 
"Ya babam benden önce araştırmış staj yerlerini nasıl heyecanlı adamm." 
"Tutturdu hadi çıkalım arabayla biraz direksiyon çalış, araba kullanmaktan hevesimi aldım sayesinde."
"Biraz kendim biriktirdim, biraz da babamdan aldım Avrupa turuna ancak öyle gidebildim."
"Öyle yapmama babam hayatta izin vermez."



      Babanın bir şeye izin vermemesi nasıl oluyor ki ? Ya da senin eğitimin için bir şeyleri araştırması, direksiyon çalıştırması, ehliyet sınavı için motor çalıştırması, paranı verip tatile göndermesi... Annemle babam, ben 14 erkek kardeşim de 12 yaşındayken ayrıldılar. Ondan önce de hayatımda baskın bir yeri olmadı, ondan sonra zaten tamamen çıkıp gitti. Kendimi ilk zamanlar çok suçladım ama artık suçlamıyorum. İnsan hayatı öyle bir şey ki, bizden bağımsız aktığını söyleyip kendimizi kandırıyoruz ama, aslında tamamen seçimlerden ibaret. Babam, annem ayrılmaya karar verdikten sonra bizim yerimize uyuşturucuyu seçti. Bunu açıkça dile getirdi. Baba figürü nasıldır ben pek bilmem. " Hadi atlayın arabaya da pikniğe gidelim." "Hanım hadi hazırlan da alıp çocukları yemeğe gidelim." Bizim babamla gittiğimiz tek yer babaannemin eviydi zaten. O da arabayla falan değil 559 rumeli hisarı otobüsüyle. Hiç sorun değil araba yerine otobüsle gitmemiz. Sorun olan arabayı babam uyuşturucudan yakalandıktan sonra hapse girince satmış olmamız, parasını da babama yollamış olmamız. Annemin bunları bizden saklama çabaları, iki kuruşla geçinme çabaları.

      Ben 21 yaşıma geldim, sevgilimle tatile gittiğimdeki ya da alışverişe çıkıp birkaç poşetle eve geldiğimdeki ruh hali hala çok alışılmış değil benim için. Yani şöyle bir oturup düşünüyorum, idrak etmeye çalışıyorum. Rahat alışveriş yapıyorum, sevgilimle tatildeyim... Ben ne kadar alışveriş yaparsam yapayım, ne kadar tatile gidersem gideyim, çevrem ne kadar geniş olursa olsun, ne kadar para kazanırsam kazanayım, ne kadar başarılı olursam olayım, bir kızın hayatında babanın boşluğunu hiçbir şey dolduramaz.

19 yorum:

  1. Merhabalar,
    sana bir sitedeki yorumunda denk geldim.Girip bloguna bakmalıyım dedim.İyikide girmişim.
    Baban için çok üzüldüm canım.Umarım bundan sonra herşey senin için daha iyi olur.

    Benim bloguma da beklerim seni;
    http://pamuk-sekeer.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  2. Tuana Çelik hoşgeldin, iyi ki de gelmişsin :) Çok teşekkür ederim, ben de çok üzülüyorum ama bir insan kendi hayatını nasıl kendi elleriyle bitirirse kanıtı babam maalesef. hemen bakıyorum bloguna :)

    YanıtlaSil
  3. Boğazıma düğümlendi yazı!

    YanıtlaSil
  4. kimi insan yaşamın ortasında kimi kıyısında...

    YanıtlaSil
  5. A.O Bolat ben de yazarken kötü oldum ama bir şekilde paylaşmak bile biraz iyi geliyor bazen

    YanıtlaSil
  6. Hacer Yavuz evet, ben her zaman seçimlerimizle ve insan gibi yaşama isteğimizle bunu değiştirebileceğimizi düşündüm.

    YanıtlaSil
  7. o boşluğu kimse dolduramazz ama hayatındaki önemli kişiler bu boşluğu daraltıyodur inş hayatındaki önemli kişiler hiç bir zaman seni yarı yollda bırakmaz sevgilerle

    YanıtlaSil
  8. anormalgiglypuff evet çok şükür daraltan insanlar var onlar olmasa ne yapardım bilmiyorum. :)

    YanıtlaSil
  9. Yazınızı ilgiyle okudum. Söylenecek fazla söz yok. Para olsa da insanın hayatındaki en önemli unsurların en başında geliyor ailesi; anne ve babası, hatta bazen kardeşleri bile.. İleryelen yaşlarınızda bir Trilyoner olsanız da farketmez bence. Silinmeyen anılar gün gelir çizer de geçer kalbinizi her hatırladığınızda.. Bu arada e posta adresinizi iletişim adresi olarak blogda göremedim ama sanırım Merkür gerilemesinden.. Belki de gözümün önünde duruyordur aslında.. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  10. gooogoook Teşekkür ederim yorumunuz için. Öyle tabi ne olursa olsun, ne kadar şeye sahip olursanız olun yeri hiç dolmayacak insanlar vardır. E posta adresmi ekledim, uyarınız için teşekkürler, gözden kaçırmışım.

    YanıtlaSil
  11. manevi boşlukları maddiyat dolduramıyor ne yazık ki.

    :(

    YanıtlaSil
  12. pera bizim için kötü, ama kimse de bizim boşluğumuzu kendi parasıyla dolduramayacak, bu yandan da iyi aslında :)

    YanıtlaSil
  13. İşte para herşey degil işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle deyince çok param var gibi oldu :)) orta halliyiz çoğu aile gibi ama babamlayken çok kötüydü bu bir gerçek maalesef.

      Sil
  14. Resmen okurken sende kendimi gördüm söyleyecek bir şey bulamıyorum

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...