20 Mart 2013 Çarşamba

Ben Mi Çok Kapalıyım Dışarıya Karşı, Yoksa Onlar Mı Çok Rahat ?

       Kazanıyorum, kaybediyorum, kazanıyorum, tekrar kaybediyorum, tekrar kazanıyorum, tekrar kaybediyorum. Nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum. Ama ben gerçekten çok sıkıldım. 
      Sınavlarımın başlamasına 10 gün kaldı. Tam da bu yüzden bir türlü derse oturamıyorum. Hiç üşenmeden kendime kahvaltı hazırladım, sonra 4 bölüm dizi izledim. Evi temizlemek, çalışma masamı toplamak falan istiyorum, yeter ki ders çalışmayayım. Aklıma salak salak fikirler geliyor, bir yandan sorunlar geliyor. Meditasyon yaptım sabah, daha doğrusu yapamadım, bir türlü konsantre olamadım. Kitap okumak istiyorum. Sabahtan akşama kadar okumak, başka hiçbir şey yapmamak. Ama ders çalışmam lazım. Lisedeyken hep derdim ki, üniversitedeyken ders çalışmaktan asla sıkılmam, çünkü çalıştıklarım sadece derslerden ibaret olmayacak, ileride yapacağım mesleğe yönelik olacak. Öyle de oldu. Hiçbir dersim gereksiz değil. Ama ben yine de çalışamıyorum.



      Dün okula gittim notları almaya, bir arkadaşım daha benimle geldi. Aslında adliyeye gidecektik. ama diğer kızlar bizi ekti, biz de gitmedik. Kireçburnu'na gittik. Muhteşem bir yerdi. Arkadaşıma da Prag diyelim, çünkü orayı çok sevmiş. Prag tiyatro kursuna gitti geçen sene. Aslında bakarsanız yetenekli de. O kadar istiyor ki tiyatroya dair bir şeyler yapmak. Ona bir soru sordum. "Sana deselerdi ki, şu an hukuk fakültesi 4. sınıf olmak yerine sinema televizyon bölümünde 4. sınıf olacaksın, en baştan orayı kazanmışsın gibi, 4 senelik eğitimini almışsın gibi, orada mı olmak isterdin, yoksa hukuk fakültesini mi bitirmek isterdin ?" "Orada olmak isterdim." dedi. Çok üzüldüm o an. Hukuk güzel bölüm, ona rağmen bu cevabı verdi. O an karşımda bütün dürüstlüğüyle duruyordu. Hayalini gerçekleştirememiş genç bir kız. Ben okul bittikten sonra gerçekleştirebileceğine inanıyorum. Hani adli tıp araştırma grubu vardı ya, benim hayalimdi ama sanki çok meraklılar gibi davrandılar demiştim ya, Prag bana o araştırma grubuna sadece okulda bir etkinliğe katılmak için girdiğini söyledi. Herhangi bir etkinlik. Bütün dürüstlüğüyle. Çok hoşuma gitti. Baya bir sohbet ettik. Saat geç olmasa daha da otururduk. 5 kişilik arkadaş grubundan sadece biriyle baş başa kaldığınız an korkarsınız : "Ya konuşacak bir şey bulamayıp mal gibi susup oturursak ?" Ama öyle olmadı, çok eğlendim.
       Bazı arkadaşlarımı hiç anlamıyorum. Okul arkadaşlarımdan biri, ona da New York diyeceğim çünkü bana hem oradaki hareketliliği, hem de soğukluğu hatırlatıyor. İşte geçen perşembe araştırma grubu için kaldım, kızlar da kantine indiler, beni beklediklerini söylediler. İndiğimde sadece ny kalmıştı, diğerlerinin işi varmış. Ama ny tek başına değildi, her zamanki gibi yanında birileri -2 erkek- vardı. Birini tanıyordum, saf bir çocuk. Diğerini pek tanımıyordum ama biraz garip bir çocuk. Neyse biraz oturdum, tam kalkacakken, kuruçeşmeye gideceklerini söylediler ve beni de davet ettiler. Gitmek istemedim. Onlar gitmişler, ve ny eve saat 1 de dönmüş. Çocuklarla takılmış. İşte ben bunu yapamam. Ama yanlış anlamayın kınamıyorum asla, sadece anlamıyorum. Çünkü sevgilisi var ve 2 erkek arkadaşıyla zaman geçirip eve 1 de dönüyor. He bu arada iyi arkadaş falan da değiller he.
      Ya da mesela Paris ve Vegas, en yakın arkadaşlarım olmalarına rağmen benden çok farklılar, çok rahatlar, ilişkilerinde hızlılar, çok seviyesiz insanlarla muhattap olabiliyorlar. Bu konu kafamı kurcalıyor. Ben mi çok kapalıyım dışarı karşı ? Yoksa onlar mı çok rahat ? Ama sanırım ben kapalı olmayı tercih ederim.

6 yorum:

  1. Bu yazıda benzerliklerimizi okudum Moira. Mesela ben de samimi olmadığım insanlarla vakit geçirmeyi sevmem. Hele sevgilim varsa.

    Ama onun dışında samim olduğum insanla , bu bir erkekte olsa sevgilime meydanı okurum. Çünkü arkadaşlıklar önemli. Bu yüzden yeni arkadaşlığa sıcak bakmıyorum galiba :)

    YanıtlaSil
  2. peracımmm :) bu konuda da aynı düşündüğümüze çok sevindim. Evet bence de arkadaşlıklar önemli ama görüşmeyi kesmek zorunda kaldığım bir erkek arkadaşım da olmuştu çünkü maalesef seviyesini pek koruyamıyordu, ne kadar iyi niyetli olsa da bazen bazı sınırların olması gerekiyor bence.

    YanıtlaSil
  3. uyarıya rağmen düzeltmemişse seni kaybetmekle en büyük cezayı almış :)

    YanıtlaSil
  4. pera canımm çok teşekkürler :)) aslında doğrudan bir uyarı yapmadım, ne deseydim bilemedim, yani çok yakın davranma, canım bebeğim deme, ya da fiziksel olarak yakın davranma diyemedim, ama emin ol tavırlarımla uyardım, en azından öyle düşünüyorum..

    YanıtlaSil
  5. Şu an okurken resmen kendimi buldum en yakin arkadaşım cok değişti ve beni de biraz açılmam icin bi mekana götürdü ama ben onun herkesle tum garsonlari tanimasi ve cok çok yakın davranması hic hoşuma gitmedi ama o da beni tuhaf buluyor kimseyle muhabbet kurmuyorsun diye ama elin yavsak garsonlariyla samimi olup elime ne geçecekti ? Herneyse arkadasligimiz bitti ve şu an cok rahat hissediyorum. Bu arada blogunuzu bugün gördüm ve çok begendim ^-^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek beni bu kadar iyi anladınız.. Gerçekten bazı arkadaşlıkların bitmesi gerekiyordur belkii bilmiyorum :( Blogu beğenmenize çook sevindim hoşgeldiniz :))

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...