2 Mart 2013 Cumartesi

Günaydın Arkadaşlar

      Kendin olmanın, sevdiğin şeyleri söylemenin, ilgilendiğin şeyleri insanlara garip geleceğini düşünmeden anlatmanın önemini zaten biliyordum da, evrenin bunu gözümün içine sokarak bariz bir şekilde göstermesini beklemiyordum.
     Bazen bazı şeyleri söylemek istemeyiz, o şeyler bizim birer parçamız olsa da. Sırf karşımızdakine garip gelecek, ucube gibi görüneceğiz ya da dedikodumuzu yapacaklar diye saklarız. Ya da bazen sadece anlamayacaklarını düşünürüz. Aslında şimdi yazarken fark ettim de söylesek de söylemesek de olur. İlla söyleyin demiyorum. ama söylememek için de kendinizi kasmayın, asla karşınızdaki ne diyecek diye önemsemeyin. Nereden çıktı şimdi bunlar ?




     Ben küçüklüğümden beri araştırma yapmayı çok severim. Küçükken biyolog, genetik mühendisi, bilim adamı falan olmak isterdim. Dayım Almanya'dan bana mikroskop getirmişti hatta. Lise 1 de anladım ki fen bana göre değil. Sırf merakımdan, araştırarak babamın uyuşturucu kullandığını ortaya çıkardım. Dedim ki ben tıp okuyamasam da araştırma yapabileceğim bir şeylerin içinde olmalıyım. Bir şeyleri gün yüzüne çıkarmalıyım, insanlara yardımcı olmalıyım, hayatta bir işe yaramalıyım. Hukuk okuyup savcı olmaya karar verdim. Bu arada polisiye gerilim ve cinayet romanlarına ilgim arttı, Jean Christophe Grangé ile tanıştım. Seri katillerin beyin yapısı çok dikkatimi çekiyordu. Cinayetlere olan ilgim beni adli tıbba yönlendirdi ama hukuk mezunu adli tıp uzmanı olamazdınız, ancak savcı olursanız o işlerin içinde olurdunuz. Üniversitede savcılık ve hakimlik için 10 yıl şark görevi olduğunu öğrendim. Hem en güzel yıllarımı İstanbul'dan uzak geçiremezdim, hem de lise sonda hayatımın aşkını bulduğum için geleceğimi onunla planlamak istiyordum. Savcılıktan vazgeçmek zorunda kaldım. Bu sefer de ancak ceza avukatlığında uzmanlaşırsam ilgi alanlarıma yakın olabilirim diye düşündüm. Fakültede hep ceza derslerini bekledim, iki yıl kriminoloji dersini, 4 yıl da adli tıp dersini bekledim. Ve sonunda dün ilk adli tıp dersini gördük.

     Okulda tanıştığım kızlar hiç benim gibi değillerdi. Çok tatlılardı evet, ama fazla tatlılardı. Ben ne okuduğum romanlardaki cinayet yöntemlerini ne seri katillere ilgimi onlarla paylaşabilirdim. Garip karşılarlardı. Örümcek beslemiştik kardeşimle. Onu söylediğimde bile uzaylıymışım gibi bakışlara maruz kaldım. Adli tıp hocamız bir dönem Adli Tıp Kurumu başkanlığı yapmış, Türkiye'ye Dna testi yönetimini getirmiş ilk kişi. İlk defa Dna testi için laboratuvarı o kurmuş, zamanında Ecevit'ten fazlasıyla teşekkür almış bir insan. Tıp fakültesi mezunu. E haliyle derse böyle bir insan girdiğinde herkesin dikkatini cezbetti. Pedofili ve nekrofili kelimelerinin anlamını bile hukuk fakültesi 4. sınıfta öğrenen çok sevgili arkadaşlarım, birden bu konulara çok ilgili oldular. Bir derste ceza avukatı olmaya karar verdiler. Hepsi araştırmayı çok seviyorlarmış öyle diyorlar ve hepsi bu yoldan devam edeceklermiş. 

     Ama ben çok gariptim, mal gibi bakıyordunuz yüzüme ? Çok sinirim bozuldu. Herkes istediği her şeyi yapabilir ama hayalimi çalmışlar gibi hissettim. Ama hayır, hayaller çalınamaz ki. Ben kendi yolumda ilerleyeceğim. Onlar gibi bir anlık hevesle de değil. 
     

6 yorum:

  1. Başkalarının düşünceleri aslında o kadar önemsiz ki, onları kendi gözümüzde büyüten yalnızca bizleriz.
    Biliyor musun o tatlı olarak düşündüğün kızların içinde de ne denli psikopat yatan vardır kim bilir. Kendimden biliyorum, okulun ilk günleri herkes beni çok tatlı sevimli kız diye falan algılamış. Ama sadece dış görünüş meselesi bazen içimde öyle bir psikopat oluşuyor ki bilemezsin.
    Ve hayallerin çalınmış gibi hissetme sakın. Belki onlarda senin yolundan yürümüş olacak, ama sen daha önden daha farklı yürüyeceksin..

    YanıtlaSil
  2. Burcu çok haklısın kesinlikle biz büyütüyoruz. Hatta bazen insanlar sırf bişey söylemek için söylyorlar bazı şeyleri ama biz baya anlam arıyoruz altında. Ve evet kesinlikle herkesin içinde bir psikopat yatıyor olabilir. :) Belki de ben yolumu değiştireceğim kim bilir..

    YanıtlaSil
  3. Yeni başlamışsın ama yazılarını keyifle okudum, devamını bekliyorum :)

    YanıtlaSil
  4. Anlık hevesin büyüsü var tamam amaı uzun süredir kurulan hayalin ise kararlılığı var.buyuleri geçer mi geçmez mi bilmiyorum ama farklı olmak iyidir , birileri hayallerini geriden takip edebiliyorsa da iyi bir farkilikta olduğunu gösterir hem

    YanıtlaSil
  5. Chihiro çok teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  6. Amigdaladan Konuşmalar teşekkürler haklısın iyi geldi sylediklerin :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...