20 Nisan 2013 Cumartesi

Yaza mı Giriyoruz Kışa mı Belli Değil

      Bence devamlı mutlu ve neşeli olmanın sırrı bütün mevsimleri bahar gibi sevmekte. Baharda herkese pozitif enerji yüklenme zamanı bence. Ama her mevsimi ilkbahar gibi sevmemiz mümkün mü ? Kışı öyle sevmek mümkün değil bence. Devamlı okulun ve işin olduğu, bir yere giderken her tarafımızın çamur içinde kalabildiği, yağmurdan fönlü saçlarımızın bozulabildiği, rüzgardan yüzümüzde renk kalmadığı ve kat kat giyindiğimiz bir mevsimi nasıl bahar gibi sevebiliriz ki ? Madem kışı sevemeyiz sonbahar da kışın habercisi olduğuna göre, yazın habercisi olan ilkbaharla kıyaslanamaz bile. Hem sonbaharda çok yağmur olur, hava güneş yerine buluta ev sahipliği yapmaya başladıkça biz de neşe yerine sıkıntıya ev sahipliği yapmaya başlarız. Ancak yazı baharla kıyaslamaya cüret edebiliriz. Ama o kuru sıcakta okula gidip sınavlara girmek zorunda olanlar, insanlar tatil yaparken tıpış tıpış işine gidip çalışmak zorunda olanlar bu kıyaslamayı yapmayacaktır bile. Saniyelik rüzgara hasret kaldığımız ve sürekli terlediğimiz, hatta bazen sıcaktan ve sivrisineklerden uyuyamadığımız yaz aylarını, henüz hiç sivrisinekler olmayan bahar ayıyla kıyaslamak haksızlık olur. Tek güzel yanı tatildir yazın. Ama baharda yaşadığımız aşk da bir başka. O yüzden benim baş tacım bahar !!!



      Gerçek bahar gelse diyorum artık. Sürekli kışa girmek üzere olan sonbahar gibi hava. İçime sıkıntı bastı artık. Tam bu yazıyı yazmaya başlayacağım, camdan dışarı bir baktım hava gri. Baharın vereceği pozitif enerjiye çok ihtiyacım var şu sıralar. Sayfanın yan tarafında yazan hedeflerimden biri hariç hiçbirini gerçekleştiremedim. Piyano ve İngilizce çalışmaya başlayamadım bile. Kıçımı koltuktan kaldıramıyorum ki ! Hele bir de Friends dizisine başladım şimdi. Zaten 20 dk lık ve 10 sezonluk bir dizi. Bir de Dizi-mag hd yayınlamış. Günde kaç bölüm izlediğimi siz düşünün. Buna bir son vermem lazım artık. Daha sırada Behzat Ç ve Leyla ile Mecnun var. Galiba bunun çözümü günde iki bölüm diye sınır koymak. Zaten bir hafta sonra final sınavlarının notları çıkmaya başlıyor.  Daha da bu kadar izleyemem. ( 2 saniye önce havayı koklayan adamdan mesaj geldi, bahar için az sabredin salıdan itibaren 20'li değerler ve güneş var, diyor.) 

      Babaannem ameliyat olmuş yine. Habire bacağından, kalçasından falan ameliyat oluyor. Babam da "Kızım babaannenizi bir arayın" deyip duruyor. Aslında hastaneye, sonrasında da eve gidip ziyaret etmemizi tercih eder tabi. Ama en son hastaneye gittiğimde gerizekalı halam ve embesil eniştemin anneme laf sokma çabalarıyla karşı karşıya kaldım. En son kardeşimle babaannemin evine gittiğimizde, dolayısıyla babamın kaldığı eve, ikisi birden dedeme, dayıma ve anneme laf sokmaya kalktılar. En zor zamanımızda yanımızda olan insanlara. Daha da gitmedik babama. Onlara sorsan haksızız ve saygısızız. Ama kim ne düşünürse düşünsün. Bazen insanların fikrini değiştirmeye çalışmak bile ne kadar haklı da olsak çaresiz gösteriyor bizi. O yüzden umurumda değil. Babamla da dışarıda buluşuyoruz. En azından psikolojim daha az bozuluyor.

     Bu ara nedense annemle de biraz sorun yaşıyorum. O kadar negatif ki ruh hali, sürekli sinirli gibi. Kardeşimle bana da çok sinir oluyor gibi hissediyorum. Nedenini anlayamadım henüz. Kardeşimle birlikte kaldığımız odaya döndüm tekrardan. Annemin odasındaydım bir süredir.

     İşte böyle bu aralar.

2 yorum:

  1. bende baharın bu dengesiz hallerini hiç sevmem mesela. yaz gibi kış gibi net olsun istiyorum. sıcaksa sıcak soğuksa soğuk olsun. bi sıcak bi soğuk oluyor ne giyeceğimi şaşırıyorum. bakıyosun sıcak giyiniyosun ona göre sokağın köşesini dönmeden yağmur iniyor, bakıyosun soğuk mont giyiyosun iki adım sonra hava açıyor taşı bütün gün elinde. mevsim dengesiz olunca benim devreler yanıyor kısacası :D

    YanıtlaSil
  2. nayaa ahaha aynen öyle artık tam bahar havası istiyorumm :D

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...