Daha önce hiç kan bağışı yapmadım. Tabi ki bir rahatsızlık geçirdiğimde gidip kan verdim ama sadece test için. Ve her seferinde sonunu biliyordum. Bütün vücudum saniyeler içinde terleyecek, gözüm kararacak ve bayılacaktım. Ya da zar zor kendime gelip kusacaktım. Her seferinde böyle oldu. Ama Vegas'ın ananesi söz konusuydu ve tabi ki hemşireye bu ayrıntıları veremezdim. Ne deseydim "Yaa kan verince benim gözüm kararıyor ben veremem." mi ? Gittim formu doldurdum. Bu arada o formda ne çok soru var öyle ! Ne kadar mantıklı sorular olsa da kızlarla baya güldük. "Hiç tutuk evinde kaldınız mı, ya da tutuk evinde kalan biriyle cinsel ilişkiniz oldu mu ?" "Bel soğukluğu ya da frengi hastalığına sahip misiniz, ya da sahip olan biriyle cinsel ilişkiniz oldu mu?" Hee evet ben salak olduğumdan bunları yaptım bir de kan vermeye geldim. Neyse ben formu doldurup teslim ettim. Tabi önce test için küçük bir tüp kan alacaklar, bir sorun yoksa çok daha fazlasını alacaklar. Oturdum koltuğa, "Ne olur sol kolumdan alınnn." diye başladım konuşmaya çünkü devlet hastanesinde ne zaman kan aldırsam iki gün kolumun ağrısından bir şey yapamıyordum ve sınavlarım yaklaşıyor ! Neyse ki özel hastaneydi ve hemşirenin eli o kadar hafifti ki hiçbir şey hissetmedim ve zerre ağrım olmadı. Ama olay o değil.
Hemşire kanı aldı, teste gönderdi. Ben belli etmemeye çalışıyorum ama Paris olacakların farkında. Kendimi dinlemeye çalışıyorum ve bir yandan da hiçbir sorun çıkmaması için dua ediyorum. Hem arkadaşıma yardımcı olmaya çalışıyorum hem de ailesinin "Sen çok zayıfsın, nasıl kan vereceksin ?" sorularını haksız çıkarmak istiyorum. Bir yandan da gözüm kararsa bile hala kan verebileceğimi düşünüyorum. Koltukta oturup beklerken belirtiler başladı ! "Allah'ım ne olur kararmasınn." Diyaframdan sakinleştirici nefesimi almaya çalışıyorum ama yok. Etrafta siyah noktacıklar çıkmaya başlıyor. Kızlar sürekli iyi olup olmadığımı soruyor, ben de iyi olduğumu söylüyorum. Sonra midem bulanmaya, gözlerim boşluğa bakmaya başlıyor. Evet, kızlar bir şeyler söylüyor ama ben duyamıyorum çünkü ne görebiliyorum ne de duyabiliyorum. Kulağım uğulduyor. Hemşire bana bir pamuk koklatmaya çalışıyor ama iğrenççç !!! Kızların beni kaldırıp koltuğa yatırdıklarını hatırlıyorum. Hemşire pamuğu derin nefeslerle koklamamı söylüyor. Ayaklarımı yukarı kaldırıyorlar. Vücudum sırılsıklam. Ben hala kan alabileceklerini söylüyorum, onlar saçmalama diyor, ve hemşire son noktayı koyuyor. Sonrası tuzlu ayran. Pamukta da alkol varmış.
Hastanenin cafesinde Vegas'ın ailesi oturuyor. Yanlarına gitmek istemiyorum çünkü bana öyle gözlerle bakıyorlar ki. Umutla bekliyorlar resmen. Ertesi güne kadar kanı bulmak zorundalar. "Ne olur kusura bakmayın." diyorum. Ama kendimi bok gibi hissediyorum. Başka bir insanın kana ihtiyacı varken kendimdekini bile veremiyorsam, bu yardımı bile yapamıyorsam neye yararım ki ?
saçmalama. Her insan bir işe yarar.
YanıtlaSilŞairin Defteri :))) haklısınn.
SilAynı durumu bende yaşıyorum hep o yüzden yanımda iki tane küp şeker veya çikolatayla gidiyorum.Hatta bi keresinde bayılmıştım:)
YanıtlaSilÖyle düşünme bence yinede uğraşmışsın.Geçmiş olsun:)
Hadi ya bir dahaki sefere ben de şeker ve çikolata ile gideyim o zaman işe yarıyorsa :)
SilBen de tahlil için kan aldığında bile senin gibi oluyorum. Malesef elimizde olan bir şey değil ki bu. O yüzden kendini kötü hissetme canım..
YanıtlaSilZayıf olduğumuz için mi acaba ?
Sil