29 Haziran 2013 Cumartesi

Haziran Ayı

     Hiç bitmeyecek sandığım Haziran ayı sonunda bitti ! O kadar zorlandım ki anlatamam. Hatta bir kaç gün boyunca kalp ritmim o kadar düzensizleşti ki kontrole gitmeyi bile düşündüm. Çok şükür geçti. Girdiğim 12 sınavdan 7 tanesinden kalmıştım. Bütünlemelerde 5 tanesinden geçtim. Halk Tv'ye bak, Twitter'a bak, direnişe katıl, evde ders çalışırken "Biber gazııı !" diye bağırarak camı kapat, eve girenle boğulmayalım diye camı aç... Bunların yanında ayın 24'ünde mezuniyet balom, 26'sında da kep törenim vardı. Mezun oldun mu diye sorarsanız, hayır olamadım. Ama olsun, önümüzdeki sene bir büroya girip çalışacağım, kalan bir kaç sınav için de arada okula uğrarım. Önemli olan bu özel anları arkadaşlarımla yaşamaktı.


     Kıyafet bakmak bile çok zordu, ama annem stilist olduğundan sağ olsun iki elbisemi de o hazırladı. Ama açık ara en stresli gün 26 Haziran çarşambaydı. Okulun çoğu bölümünün kep törenini aynı gün yapacaklardı Anadolu Hisarı kampüsünde. O gün hiç abartmıyorum 30 kere falan telefonla konuştum. Okulda ayın 27'si perşembe günü yapılması planlanan bir kep töreni vardı, sadece hukuk fakültesi içindi ve hepimizin isimleri okunacaktı, hem de kendi kampüsümüzdeydi. Ailelerimiz için daha gurur verici olur diye ona katılmak istedik ama Üsküdar Belediyesi sorun çıkardı. Ve biz bu sorunun varlığını çarşamba sabahı öğrendik. Yani aynı gün hazırlanıp Anadolu Hisarı'na gitmemiz gerekiyordu. 4 arkadaşımın ailesi de İstanbul dışında olduklarından apar topar ailelerini arayıp çağırmak zorunda kaldılar. New York kep törenine gelemedi. Prag arıyor ne yapacağız ne giyeceğiz diye onunla konuşuyoruz. Sevgilimi arıyorum akşam hazır olsun diye. Anneme de haber verdim, o ana kadar sorun yoktu. Ama iş babama gelince her zamanki gibi sorun çıktı.

     Babam çok uzun zamandan beri hayatımızın biraz dışında. Sebeblerini biliyorsunuz, bu hayatı kendisi seçti. Bir araya gelince bile konuşacak çok şeyimiz olmaz genelde. Lise mezuniyetime de gelmemişti zaten. Annemle babam ayrıldıktan 7 sene sonra annemin hayatına başka biri girdi. Dünya tatlısı bir insan. Hepimiz onu çok seviyoruz. Tabi ki onunla babamın boşluğunu dolduramam, bunun farkındayım, ama en önemli anlarda hep babamdan önce o koştu hayatımızda olduğu dönemde. Benim kep törenim için babamdan çok daha heyecanlıydı. Yanımda olmayı çok istiyordu. Ben 2 ay önce falan babama kep törenim olduğunu söylemiştim. O gün yanımda olmasını bir yandan çok istiyordum, bir yandan da istemiyordum. Çünkü ben benimle gurur duyan, yanımda dik duran, tutunabileceğim bir dal olan babamı istedim yanımda. Uyuşturucuyla hayatımızdan çıkmış ve hiçbir önemli anımda yanımda olmamış bir baba değil. Yine de perşembe günü katılmayı planladığımız kep töreni için babamı çarşamba tekrar arayacaktım çünkü eminim ki töreni unutmuştu. Ama son dakika çarşamba günkü törene katılmak zorunda olunca sabah erkenden babamı aradım. Durumu anlattım, gelmesini istediğimi ama işinden olmasını da istemediğimi, zaten formalite icabı bir tören olacağını söyledim. Gelebilecek misin diye sordum ama haberleşiriz falan dedi. Zaten uyku sersemiydi. "Tamam o zaman haberleşiriz babacığım." dedim. Babam bana "Şimdi senin paraya ihtiyacın var değil mi ?" dedi. Ben önce anlam veremedim. "Para mı ?" dedim. "Evet paraya ihtiyacın var değil mi ?" dedi. Ben ne diyeceğimi şaşırdım. "Hayır baba, paraya ihtiyacım yok, benim param var, ben sadece törene gelmek istersin diye aradım." dedim. "He tamam kızım, haberleşiriz." dedi. 

     Telefonu kapattım, gözlerimi kapattım, ağlamaya başladım. Sevgilimi aradım, Paris'i aradım, kardeşime danıştım, sonra da annemi arayıp nişanlısının gelmesini istediğimi söyledim. İnanır mısınız, benim kep törenime gelmeyi dört gözle bekliyordu. Beni kızı gibi benimsemişti. Ama benim kendi babam "Haberleşiriz." den başka bir şey söylememişti. Aradan bir kaç saat geçtikten sonra babam uyandı ve tekrar aradı. Gelmesini istediğimi söyledim, o da gelmek istiyordu, ama ikimiz de yarım ağızla konuşuyorduk. Zaten o saatten sonra o da gelirse kep töreni tam şenlik havasında olacaktı ! Gerçekten o gün yanımda olmasını çok isterdim ama dediğim gibi, baba olarak yanımda olmasını çok isterdim. 


     Sonra Prag aradı, New York'un gelmeyeceğini söyledi. Bu sefer onu arayıp ikna etmeye çalıştım ama o da telefonda ağlamaya başladı, iyice moralim bozuldu. Ben kafamda her şeyi yoluna koymaya çalışırken Prag tekrar aradı ve aslında katılmak istediğimiz ama belediyenin sorun çıkardığı mezuniyet töreninin iptal olmadığını, gerizekalı belediyeden izin çıktığını söyledi. Bu durum cidden çok sinirimizi bozdu çünkü artık geri dönüşü yoktu. Ailelerimiz apar topar hazırlanmıştı, biz o kadar stres yaşamıştık... Yani okulda olana katılmayacaktık ve hazırlanmaya devam edecektik. Fön çektim, makyajımı yaptım, saat 4 gibi annem geldi. 5'te de yola çıktık. Tören 7'de başlıyordu ama çok sevgili Tayyip bey birinci köprüyü trafiğe kapatma kararı aldığından herkes ikinci köprüye abandı. Saat 7.30 oldu, hala trafikteydik, okula çok az yol kalmıştı. Annemle nişanlısını arabada bıraktık ve kardeşimle yürümeye başladık. ( bu arada nişanlısı diyorum ama resmi bir tören falan yok, ama yüzük var, başka nasıl yazayım bilemedim ) 

     Okula vardığımızda hukuk fakültesi kortejinin yürümeye başlamasına saniyeler kalmıştı. Bizden daha erken varan canım sevgilim beni kapıda karşıladı. Hemen arkadaşlarımla tanıştırdım ve arkadaşlarım beni aralarına aldıkları gibi kepimi tel tokalarla tutturdular ve yürümeye başladık. Seyircilerin önünden geçme bölümü zevkliydi ama okulun kep töreni çok dandikti. Okulum adına utandım resmen. Yerlerimize geçtik, İstiklal Marşı'nı okuduk, hukuk yeminimizi ettik, "Her yer Taksim, her yer direniş !" diye sloganımızı attık, sonra da kepleri attık. Bu arada bir kaç arkadaşımız Ethem Sarısülük için bir pankart hazırlamışlardı, onu taşıyarak yürüdüler kortejde, çok gurur duydum. Kepleri attıktan sonrası curcunaydı zaten. Keplerimizi aradık iki saat, sonra başkalarının elinde bulup kaptık hemen. Nasıl ayırdınız diye sorarsanız püsküllerini annem yapmıştı. :) Sonra hep birlikte bir sürü fotoğraf  çektik, yemeğe gittik ve akşam böylece sonlandı. Omuzlarımdan nasıl bir yük kalktı anlatamam. Babam gelmedi tahmin edeceğiniz gibi. Gelmeye çalışmış aslında ama okulu bulamayınca, bize de telefondan ulaşamayınca geri dönmüş. Zaten takside çalıştığı için o tarafa bir iş aldığı için gelmiş. Telefonlar hiç çekmediğinden çok da uğraşmadan dönmüş. Neyse, canı sağ olsun.

     Bu arada mezuniyet balosu da gayet güzeldi. Önce teknede eğlendik, sonra Reina'ya geçtik. İnanmayacaksınız ama Reina'da İlker Aksum masamıza geldi yavşak bir şekilde. New York'a "Eteğini kadırarak dans edişine bayılıyorum." dedi, koluna hafifçe vurdu ve gitti. Şok olduk. Çok saygı duyduğum bir oyuncuydu, hayal kırıklığına uğradım, hepimiz uğradık. Daha ayrıntılı anlatmak isterdim ama zaten yeterince uzun bir yazı oldu. Bu noktaya kadar gelenlere teşekkür ederim. :)

7 yorum:

  1. Sondan yoruma başlıyorum; rica ederim zevkle okudum.

    Babanın gelmesini gerçekten okumayı diledim. Ama olmamış, sen de ikilemde kalmışsın. Hayırlısı mı olmuş ne desem bilemedim, ama tebrik ediyorum mezuniyetini. Darısı gerçek diplomana kavuşmana diyelim.

    Ha bu arada, okulunun neden böyle saçma bir iş yaptığına anlam veremediğimi alt yazı geçiyorum. Ama öyle ya da böyle bitti gitti :)

    Hmm İlker Aksum, Charlie'de tanıdığımız adam? Valla okuyunca inanamadım. Çok da kaliteli bir oyuncu bulurum kendisini, ama alkol damarlarda fazla gezinmiş sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım çok teiekkür ederim. Babam konusunda ikilemde kaldım evet, bunun da sorumlusu o.

      İlker Aksum konusnda ben de şaşırdım valla :)

      Sil
  2. Mezuniyet için tebrik ederim :) Babanızın katılamamasına ben de çok üzüldüm, gözlerim dolu dolu okudum yazınızı :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler :) Babam hep öyledir ben alıştım, ama ya geliyorum desin ya gelmiyorum desin. Uyuz ediyor beni.

      Sil
  3. Yok yok biz kesin aynı okuldan mezunuz.Aynı mezuniyeti ben de yaşadım ve hatta İlker Aksum'un her kıza yılıştığını gözlerimle gördüm hatta foto bile çekildim :D O gece ikimiz de orada olabiliriz :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaa inanamıyorum :D Hahaha çok komik oldu bu :)) Teknede miydin sen de ?

      Sil
    2. Evet tekne ve sonra Reina :D

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...