13 Temmuz 2013 Cumartesi

Hayatı Kendime Nasıl Zehir Ediyorum ? #1

    "Bir insan nasıl kendini mutsuz eder?" sorusunun cevabıyım ben. Daha doğrusu "Bir insan ne yaparsa yaşam kalitesini düşürür?" sorusunun cevabıyım çünkü o kadar da mutsuz değilim aslında. Bu ara kendimde fark ettiğim ve psikolojik olarak beni çok yoran bir kaç şey var. Birincisi, insanların düşüncelerini gereğinden fazla umursadığımı fark ettim. Mesela bir an vardır, o an sevgilinizle bir yere gidiyorsunuzdur, çok beğendiğiniz bir ayakkabıyı alıyorsunuzdur, dikkatinizi çeken bir video izliyorsunuzdur... İnsan kendine "Şu kişi benim bunu yaptığımı görse ne düşünürdü?" diye ciddi bir soru sorar ve hoşuna gidecek bir cevap bekleyebilir mi ? İnanın bunu yapıyorum. Dün İstanbul'la buluşacaktım, sabah da bir kaç makyaj videosu izledim. Çünkü gerçekten öğrenmek istiyorum, far sürdüğümde palyaçoya dönmek istemiyorum. İzlerken aklıma ne geldi dersiniz ? "Paris ve Vegas görse makyaj videosu izlediğimi onlara saçma gelir mi ?" İçimi bir huzursuzluk kaplıyor. Daha beteri var. İstanbul'la tatile gideceğiz, dün ets tura gittik.Bayram fiyatları karşılayamayacağımız kadar yüksek, ama ramazanda da gitmek istemiyorum. En sonunda bir kısmı ramazana bir kısmı bayrama denk gelsin bare dedim. Sebebi de ramazanda içki içmemem. Ama bir gece de olsa sevgilimle Kuşadası merkezine inip bir mekanda müzik dinleyip bir şeyler içmek istiyorum, tatil sonuçta ! Baktık ettik iki gün bile bayrama gelse aşırı fazla oluyor fiyatlar. Biz de dedik ki bare 2-8 tarihleri arasında gidelim, nasıl olsa 7'sinin gecesi ramazan bitmiş oluyor, içebiliriz heralde. Şimdi benim içimde yine huzursuzluk. Acaba insanlar duysa çok saçma gelir mi ? Paris'e ya da Dubai'ye normal gelir mi ? (Dubai dediğim de çocukluk arkadaşım. Paris ben Dubai bebekliğimizden beri aynı apartmandayız.)  Lan sevgilinle tatile gidiyorsun, öğrenim kredinden biriktirebildiğin kadar paran var, hem eğlen hem inancına ters olmasın diye kastırdıkça kastırıyorsun, neye karar verdiysen uygulasana !!! Akşam geldim, kızlara söyledim, sizin fikriniz ne diye. Dubai çok rahat karşıladı ama Paris yok 7'sinin gecesi arife, genelde dua edilir ama siz için, yok zaten sevgilinle tatile gidip bilmem ne yapmak alkol almak aynı derecede günah madem gidiyorsun takma iç... Yaa dedim "Neden günahkarmışım gibi konuşuyorsun insan gibi söylesene fikrini, o zaman şimdi de oruç tutmayayım nasıl olsa günah işleyeceğim !" Nasıl huzursuz oldum anlatamam.

       Dün İstanbul'la ets turdayken pantolonumun yırtıldığını fark ettim. Oradan çıktıktan sonra neyse ki yakında Koton vardı oraya girdik. Yeni bir pantolon almam lazım. Baktım ettim, bir 30-40 liralık pantolonlar var. Bende de benzerleri olan normal skinny pantolonlar, bir de benim fiziğime çok yakışacak olan üstü dar, altı ispanyol ama 50 lira olan krem rengi ve kemerli pantolonlar. Bir yerde de onların jean modelleri var 70 lira. "Şimdi bende de aynısından olan pantolona para vermenin bir anlamı yok, ne zamandır istiyordum bare 50 liralık olanı alayım." diye düşünüyorum. Bu arada da 50 lira vereceksem elbise mi alsam diye kendi kafamı karıştırıyorum. Ya o pantolonlardan zaten çok istiyordum neden almıyorum ki ? Sonuç olarak iki saat kendime işkence ettikten sonra aldım. Eve döndüm, herkes pantolona bayıldı. Benim fiziğime tam oturmuştu, ben de bayılmıştım. Zaten bir pantolon için 50 lira çok iyi bir fiyattı. Fiyatını soran herkese de normal geldi. Ama Paris şöyle bir baktı. Zaten ben Paris'i bu para konularında hiç anlamam. Bazen hiç tahmin etmeyeceğim bir şey için fiyatı çok uygun der, bazen de cidden fiyatı uygun olan bir şeye burun kıvırır. Benim normal şartlarda ne yapmam lazım ? Tabi ki fiyatını söyleyip susmam lazım. Ona göre az ya da fazla olmasının bu kadar önemi olmamalı. Ama yok ben illa kafama takacağım bunu ! Dün Whatsapp'ta Paris ve Vegas'la ortak konuşmadayken Paris Vegas'a tatile gittiğimi söyledi, Vegas da "Sen hak ettin yavrum git keyfini çıkar." dedi. Sağolsun tabi ki böyle düşünmesi anlamlı benim için ama içten içe nasıl mutlu oldum bilemezsiniz. Sanki ben bütün sene eşek gibi çalıştığımı, bir haftalık tatili hak ettiğimi bilmiyorum. Sanki ben çocukluğumdan beri ailemle doğru düzgün tatile gitmediğimi bilmiyorum. Kendi düşüncelerim benim için ne zaman bu kadar anlamsızlaştı ?

     Bu yazıyı yazmamın sebebi bu söylediğim gibi durumlarda kafamı çok yoruyor olmam. Ciddi ciddi kendi psikolojimi bozuyorum. Resmen o ne düşünecek bu ne diyecek diye diye hayattan zevk almaz hale geldim. "Anı yaşa." felsefesi bence çok önemli ve işe yarar bir felsefe. Çünkü o an yaptığınız şeye odaklanmazsanız, o anı yaşamazsanız keyif almanız mümkün değil. Kafanızı boşaltmanız mümkün değil. Sevgilinizle otururken sonraki hafta olan sınavı düşünürseniz, ya da iki gün önce arkadaşınızla yaşadığınız tartışmayı düşünürseniz, sevgilinizle edeceğiniz sohbetten, atacağınız kahkahadan vermiş olursunuz. Sonra başlasın "Biz neden konuşacak bir şey bulamıyoruz ?" tartışmaları. Bulamazsınız çünkü kafanız başka yerde. Yani kısaca söylemem gerekirse, ben yaptığım alışverişte yada çıkacağım tatilde bile başkaları ne diyecek diye düşünürsem, işim çok zor, anı yaşayamam. Ben zaten kendim için en iyi olanı bilirim. Bazen sevdiklerinin fikirlerini sormak iyidir ama sınırı aşmamak lazım. Arkadaşınız garip garip baktığında kafaya takmamak lazım. Bir süre sonra göreceksiniz ki bir zamanlar size burun kıvıranlar fikrini değiştirmiş, sizin zamanında huzursuz bir şekilde yaptığınız şeyi öyle keyif alarak yapıyor ki...


     Bu yazıdan sonra verdiğim kararlar şunlar : 
 *Bundan sonra yaşadığım anı gerçekten yaşayacağım. Dünü ve yarını unutacağım.
 *Bir şey yapmak istiyorsam iki kere düşüneceğim ama kendim için düşüneceğim. O ne der, bu ne der diye değil. 
 *Benim yaptığım bir şeyi onaylamayan biri olursa yaptığımı şöyle bir gözden geçirmem normal, ama asla üzerinde durmayacağım, kafama takmayacağım. Çünkü herkes ayn düşünmek zorunda değil. Hepimiz farklı bireyleriz, farklı huylara, alışkanlıklara, farklı düşüncelere ve yaşanmışlıklara sahibiz.
 *Bir şeyi gerçekten yapmak istiyorsam yapacağım, bir kıyafeti gerçekten almak istiyorsam alacağım. İmkanlarım dahilinde mutlu olacağım çünkü hayat çok kısa !

11 yorum:

  1. Ben çok sinirleniyorum insanların inançlarına - ibadetlerine karışılmasına.

    Bir kere çok inançlı insan, karşındakini yargılamaz çünkü din hoşgörü gerektirir. Benim felsefem de bu. Oruç tutmayan oruç tutana laf etmemeli, tutmayan da niye tutmuyorsun kafir dememeli.

    Ya da tam tersi, alkol alımı. 11 ay içip 1 ay içmemek bana ne kadar saçma gelse de uygularım. Ama arife günü içerim içmem kimseyi ilgilendirmez.

    İnsanların seni psikolojik olarak yormasına izin verme. Düşünme. Ha öyle mi, benim için de bu de. Bitsin gitsin. Zaten yakın arkadaşların, kendi kendine takıp yorulma.

    Bu arada 50 pantolon için ideal fiyat :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın din hoşgörüyü gerektiriyor. En sinir olduğum şeydir insanların dinlerine göre ayrılmaları ya da birbirlerini yargılamaları.

      Ahh keşke şu bitsin gitsin i yapabilseydim, yeni hedefim onu başarabilmek.

      50 ideal dmi bence de :D

      Sil
  2. İçine sinen pantolonu almana çok sevindim, Paris abartmış bence o kadar üstünde durmaya gerek yok. 50TL aynen dediğin gibi gayet iyi :)
    Ramazanda içmemen dinine olan saygındandır, son günmüş arifeymiş bilmem neymiş.. Seni mutlu edecek şeyleri yap gitsin. Paris'e orda da takıldım. Bilmem ne günah değil, o mu günah falan.. benim bile içim huzursuz oldu. Çocukluktan beri tanışıyor muşsunuz ama yine de ağır olmuş biraz. Takmamak gerekiyor tabii :)
    Para biriktirmişsin, çalışmışsın, hak etmişsin. Sırada sadece mutlu olmak var. Sondaki yazdığın kararları ben de uygulamaya çalışacağım. Mutlu kal, kendini önemse ve "ben ne düşünüyorum, ben ne istiyorum" yap. "Şunu yaptığımı şu görse nolurdu" sorusu bir insanı delirtebilcek bi soru bence :) Çok yapardım eskiden, hep mutsuz olduğum zamanlardı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler içimi rahatlattın. Ya çok yakın dost olunca insan çok seçmiyor laflarını tabi, nasıl olsa tanıyoruz birbirimizi diye fazla rahat konuşunca karşımızdakini kırabiliyoruz.
      O delirtebilecek soruyu sormamayı öğrendiğimiz zaman hayat çok daha güzel olacak bence :))

      Sil
  3. heyyy! bukowski demiş ki

    "insanların düşüncesini önemsemeyerek hayatımı 10 yıl uzattım." :)

    YanıtlaSil
  4. Belli ki çok düzgün bir insansın günahların en büyüğü diğer insanlara zarar vermektir. Aldırma, kıskananlar kıskansın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düzgün olmak için biraz fazla gayret ediyorum ben, ama elime yüzüme bulaşıyor galiba.

      Sil
  5. aslında hepimiz az çok insanları önemsiyoruz .Aslını sorarsan bir sevgilin varsa ve en yakın arkadaşlarının yoksa(olup olmadıklarını bilmiyorum tahmn sadece:D)o zaman pekde takmaman gerekiyor.Çünkü aslında onlarada normal gelecek şeyler o an içinde anormal geliyor.Ne dedim bende anlamadım tam ama amanann boşver git gez toz tadını çıkar iç ye eğlen ilerde anlatıcağın harika bir anın olsun :):)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...