20 Ekim 2013 Pazar

Dönüşüm

     Çok hastayım... Boğazımda koca bir yara var gibi. Sesim normal, öksürmüyorum ama boğazım o kadar acıyor ki... Cuma akşamından beri böyle. Cuma ne yaptım pekii ? İstanbul'la buluştum.

    Perşembe yazdığım yazıdan sonra ve akşam da verdiğim karardan sonra İstanbul'u ikna ettim ve buluştuk. Buluşma akşama kadar mükemmel geçti. Önce bir yerde oturduk Antakya'nın sütlü türk kahvesinden içtik. Sonra gittik bir şeyler yedik. Sonra 7. Beyoğlu Sahaf Festivali'ni gezdik. Güzel kitaplar aldık. Bu arada ben çok iyiydim. Verdiğim kararlara bağlı kalarak hep gülümsedim ve konuştum. Ama asıl güzel olan bunları zorla yapmam gerekmedi. Yani gülümsemek gerçekten ilaç gibiymiş. Bir kere başlayınca gerisi geliyor. Modunuzu olumluya çeviriyor. Benimkini de çevirdi. Akşam da bir şeyler içmeye nevizadeye gittik. Sohbet ettik uzun uzun. İki bira iki tekila ve bir sürü sigara içtik. Ki normalde o kadar sigara asla içmeyiz. Hele İstanbul hiç içmez.

     Gece çok güzel gidiyordu ki tartışmaya başladık. Bu tartışmanın ayrıntılarına girmek istemiyorum çünkü her şeyi yoluna koymak için olağanüstü çaba gösterdim ve şimdi en başına dönemem. Şunu söyleyebilirim geçen sene olan bir şeyden konu açıldı ve İstanbul'un bana kırgın olduğu bir konuydu o yüzden bir türlü kapatmadı konuyu. Daha önceki yazımda sevgili Lily bana bencil olduğumu söylemişti. Ben de kendi kendime bugün bencillik yok Moira dedim, elinden gelen her şeyi yapacaksın. İstanbul'u çok zorladın, çok yıprattın, artık değiştiğini göstereceksin. Elimden gelen her şeyi yapmama rağmen tam olarak barışamadan eve döndük. Sonra o bana yazdı, ben de aradım. Telefonda da devam etti tartışma. Artık düzeltemeyeceğim, İstanbul'u ikna edemeyeceğim bir noktaya geldiğimi hissettiğim anda bile pes etmemeye kararlıydım. O an gerçekten değişebileceğimi anladım. O kadar olgun davrandım ve o kadar sadece İstanbul'u düşünerek konuştum ki, ona gerçekten ne kadar değer verdiğimi anladı. Eskiden olsa kendimi haklı çıkarıp telefonu kapatırdım, sonra da tekrar arardım ya da uzun mesaj yazardım. Belki ağlayarak ikna ederdim, belki de pes ederdim. Sen beni artık sevmiyosun, ayrılalım moduna girerdim. Ama öyle yapmadım. Olgun davrandım. Sorunun ne olduğunu anlamaya çalıştım. İstanbul'u anlamaya çalıştım ve bencillik yapmamaya çalıştım. Ve sonuç olarak her şey düzeldi. İstanbul'un gönlünü aldım ve ilişkimi kurtardım. Benim onu o kadar yıpratmış olmama rağmen İstanbul benim için o kadar çok çaba gösterdi ki... Onu daha fazla yıpratamazdım. Buluştuğumuzda sinirli olacak, surat asacak sandım ama o kadar güler yüzlüydü ki. Daha iyisini hak ediyor. Ve ben daha iyi olacağım.

     Cuma gecesi eve döndükten sonra boğazım hafiften acımaya başlamıştı. Sigarayı abarttım diye düşündüm ama dün daha kötü oldu. Sadece sigarayla bu kadar olmaz. Akşam ilaç aldım. Ne öksürüyorum ne sesim kısıldı sadece boğazım acıyor. Dün o kadar bal yedim yine de bugün büyük bir acıyla uyandım. Şu an daha iyi durumdayım neyse ki. Dün gece annemle kardeşim beni yataktan kaldırdılar. Annem boynumu sıcak tutsun diye ince bir atkıyı bağladı, kardeşim de boğazıma sprey sıktı. Sonra da beni yatırdılar. Onlar da daha güler yüzlü olmamı hak ediyorlar. Onları da artık üzmeyeceğim.

6 yorum:

  1. Bence o ağrı sadece şefkat tokadı geçmiş olsun ballı zancefilli çay içebilirisizn yada ağzında tuzlu suyu yutmadan gargara yap habide adaçaınıda gargara yaparsan iyi gelir .sevgiyle kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şevkat tokadı...:) çok sevdim bunu. Ballar da iyi gerçekten teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Kendim için söylüyorum beni üzen, kıran daha dogru tabirle agzıma eden insanla eskisi gibi olamıyorum. Bende o hatayı birine yaptım. Her kavgada agza alınmayacak laflar ettim. Sonra özür diledim. Her seferinde kabul etti. Ama şimdi öyle saçma bişey olduk ki keşke diyorum dozunda bıraksaymışız. Bu lafımdan vazgeç dedigimi falan çıkarma, sonuna kadar git.. Yeter ki pişman olacağın birşey yapma :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de hep ya istanbul benle eskisi gibi olamazsa diye korktum. Ama biz beş senedir birbirimizin öylr zor zamanlarında yanında olduk ki, böyle zor zamanlarda da sabırlı davranıyoruz. İnşallah düzelecek her şey ben inanıyorum, sen de inan, sen de pes etme kendi ilişkinde. :)

      Sil
  3. geçmiş olsun. ne güzel yerlerde takılmışsınız.
    kendine çok haksızlık yapma.
    çok üzme kendini yaa.
    olumlu olmak iyidir bi de ama.
    ama ilişki iyi olsun diye kendinden de ödün verme.
    ama bak en önemlisi annen bu hayatta.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın şükretmem lazım. Yok kendimden ödün vermiyorum, ama ne zaman onu dnlemesem sonradan haklı çıkıyor. Ondan bazen onun düşüncelerini ön planda tuttuğum olmuyor değil :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...