8 Aralık 2013 Pazar

Artık Yapabiliyorum !

      Cuma günü okula gittim, deniz ticareti dersi vardı. Aslında çok zor bir ders değil ama çok zor bir hocası var. Öğrencilerine kök söktürmeye bayılan, orta yaşlı bir kadın. Nedense kız öğrencilere uyuz oluyor ama erkek öğrencilerle arası iyi. Mesela bir arkadaşımız erkek arkadaşıyla birlikte hocanın odasına gitmiş konuşmaya, hoca kız orada yokmuş gibi davranmış, çocukla çok samimi konuşmuş. Bu arada avukatlar arkasından "Hakimlerle de arası iyi onun, anlarsın." modundalar. Kadın evli değil, çocuğu yok, sanırım bir kedisi var, habire twittera oğlum şöyle oğlum böyle diye yazıyor. Bu arada sosyal medyada çok aktif. Aslında güzel, sarışın bir kadın. Ama çok kompleksli. Benim iki zeki arkadaşım, New York ve Roma hocaya twitter ve facebooktan laf etmişlerdi de, hoca mahvetmişti onları. Birine twitterda giydirdi, diğerine derste bağırdı. Şimdi de bir salak facebooktan hocaya laf atmış. Yok nottan sormuyormuş, yok sorular çok kötüymüş, ezberciymiş, muhakeme sormuyormuş... Hoca bir sinirlenmiş, bir sinirlenmiş ki sormayın gitsin. Derse girdiği andan itibaren sürekli "29 sayfaya bile çalışamadınız, ama ben size düzgün bir not hazırlayamamışım, çok özür diliyorum, ama siz bittiniz, finallerde çok eğleneceğim ben, hahahaha, muhakeme istiyordunuz alın size muhakeme, daha zilyetliği bile söyleyemiyorsunnn git borçlar çalııışşşşş!" diye bağırdı. Artık nottan değil, tüm kitaptan sorumluymuşuz... Hazır üç tane dersim var, rahat bir sene geçireceğim, ama yok. Ses kaydı not çıkaran bir notçumuz var, canımız, ona ses kaydı notunu çıkarmasını bile yasaklamış kadın! Her derse kendim girip not tutuyorum, ses kaydı yapıyorum kaçırdığım yerler için.


      Cumartesi günü de avukatlık akademisi sertifika programına gittim. O günkü konuk Yargıtay ceza dairesi başkanıydı. Hani şu kararlara itiraz ettiğimizde daha doğru bir karar vereceğine inandığımız üst mahkemede karar veren hakimlerden biri işte. Baya iyi bir adamdı ve onunla söyleşi imkanı bulduğum için çok mutlu oldum. Bir yargıtay üyesini dinleyebilme, ona soru sorabilmenin hukuk öğrencisi için değeri büyük. Çünkü biz sürekli Yargıtay kararlarını inceliyoruz ve genelde Yargıtay salakça bir karar vermiş oluyor. Hakim de konuşurken "Siz bize kızıyorsunuz hep ama olaylar çok farklı olabiliyor, çok karışık gelebiliyor önümüze." dedi, baya güldük. Ona medyada gördüğümüz ve yanlış olduğu çok belli olan, Yargıtay'ın da onadığı kararları, 13 yaşındaki kıza 26 kişinin tecavüz ettiği ve kızın rızası olduğuna karar verilen N.Ç davasını ve çocuk istismarında zaman aşımını sordum. O da anlattı uzun uzun. Çocuk istismar edildiği ve bunu söyleyemediği zaman, zaman aşımı çok uzunmuş. Yıllar sonra bile gidip şikayet etse hemen soruşturma başlatılıyormuş. Eğer çocuk ailesi tarafından cinsel istismara uğrarsa, zamanaşımı çocuk 18 yaşına girdiğinde başlıyormuş. Bu arada istismar edilen çocukların %70 i kendi ailesi tarafından cinsel istismara uğruyor. Burada çok çok önemli bir ayrıntı var arkadaşlar. Ben yaklaşık 30 insanın arasında Yargıtay ceza dairesi başkanına uzun uzun soru sordum !!! İnsanların arasında konuşamayan, heyecandan kendi sesini bile duyamayan, kulakları uğuldayan ve kalbi heyecandan dışarı fırlayacak olan ben, sakince sorumu sordum ve cevabı dinledim ! Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bir bilseniz... Kendime güvenimi yeniden kazanmaya başladım. Ve sanırım bunu İngilizce kursuna borçluyum. Orada insanların önünde İngilizce konuşabilmek bir şeyleri aşmama yardımcı oldu sanırım. Neyse asıl konuya geleyim. Hakim medyada her şeyin çok yanlış gösterildiğini söyledi. Örneğin bir dava vardı, belki hatırlarsınız 'baklava çalana 8 yıl hapis' diye bir haber çıkmıştı, herkes çok şaşırmıştı. Meğer işin aslı şöyleymiş ; üç tane adam, dükkanın tavanında koca bir delik açmışlar, üçü birden gece vakti dükkana girmişler ve baya zarar vermişler. Birden çok kişi olması, gece vakti olması, verilen zarar derken bir sürü sebeple cezada artma olmuş, yani olay sadece baklavadan ibaret değilmiş. Ama medya böyle aktarmış. "Duyduğunuz her şeye inanmayın sakın." dedi.

      Bugün boş oturduğum zamanları telafi etmeye devam ettim ve makyaj dolabımı düzelttim ! Neler neler attım... Makyaj dolabı dediğim de kremlerimi, makyaj malzemelerimi, tokalarımı, küçük çantalarımı koyduğum ince ve raflı bir dolap. Kardeşimle aynı odayı paylaştığımızdan ve ev küçük olduğundan her şey dolaplarda. Hata dolabın içini de bir sürü kutu ve ikea düzenleyicilerle donattım. Ama sonuçta güzel ve düzenli bir sonuç elde ettim bugün. 

      Blogda, yan tarafta yıl içinde yapmak istediklerimin listesi var biliyorsunuz. Onun yanına bir de "hedefim" bölümü ekleyeceğim. Okuduğum kitapta başarmak istediğiniz şeylerle ilgili kısa süreli hedefler koyun diyordu. Eğer adım adım gitmezsek hayalimiz çok büyük gelir ve elde edebileceğimize inanmayız. İnanmazsak da asla elde edemeyiz. Benim psikolojik ve maddi olarak en büyük hedefimin düzenli bir hayat olduğunu artık sağır sultan duydu. Tabi düzenliden kastım sıkıcı değil. En azından başarmak istediklerimi başarabileceğim bir düzende çalışmak, ve psikolojimin düzgün olması. Allah'a çok şükür şu an psikolojik olarak her şey yolunda. Ama düzenli bir hayatı düşününce o kadar çok şey var ki... O yüzden ben de adım adım gideceğim. Bu adımdarla ilgili de kısa kısa bilgilendirme yapacağım. Banane senin adımlarından diyebilirsiniz, ama herkes düzenli bir hayat ister. Biraz düzen ve huzur isteyen, hayallerini gerçekleştirmek isteyen insanlara, çok şey yapmak isteyen, hayal kuran ama bir türlü kıçını kaldıramayan insanlara ilham verir belki. :)

13 yorum:

  1. Ben ilgileniyorum senin adımlarınla, başarınla mutlu oluyorum. Üzüntünü paylaştığında üzülüyorum.

    Tebrik ediyorum, darısı diğer minik adımlarını kutlamamıza. Öpüldün :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arya'm bitanesin sen valla hediye gibi bişeysin! Çok teşekkür ederim :))

      Sil
  2. öğretmen zor case imiş.
    :)
    hedefler kısa olmalı eveeet.
    sona baaak, kelimeler de önemli.
    yapmak istiyorum değil yapıyorum yaptım yapmaya başladım diceksin.
    sona bi deeee, hedeflerini odanın duvarına kocaman kocaman yaz.
    hedef dışı herbişeyi de at odandan bak.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çookk teşekkür ederim deep. kelimelerin önemli olduğunu daha önce okumuştum ama uygulamak çok önemli... bundan sonra uygulayacağım kesinlikle!

      Sil
  3. ay bu kadın hocalar neden hep erkek öğrencileri severler anlamam :)

    ayrıca o makyaj şeysini dzeltince atınca hafifliyoruz ya çok güzel oluyo bence çok iyi yapmışsın ve şimdiden mutlu yıllar nice güzel yılbaşılar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de anlamıyorum maalesef miacımm, bütün sinirini bizden çıkarıyor valla!

      dolap düzenlemek kadar hafifletici şey azdır gerçekten :) sana da iyi yıllar :))

      Sil
  4. Moiraa
    Marmara hukukta mı okudun sen de? Bu hocanın aynısından bizde de vardı da merak ettim.Tıpatıp uyuyor tarifler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa evet marmara !!! Yoksa aynı okulda mıydık? sen de mezun oldun mu ? Deniz ticaret hocası pınar mıı!

      Sil
    2. Aynı okul eveet :D Oldum geçen sene. Pınar :D
      Haha süper bi tesadüf bu :D

      Sil
    3. Ohaa inanamıyorum ya :D şimdi çookk merak ettim kimsin diye ya ama öğrenip büyüsünü kaçırmak istemiyorum haha :D Hiç tanışmamışız aslında ama blogda insan en samimi duygularıyla yazdığından bazı şeyler daha açık olarak görülebiliyor demek. :) yoksa tanıştık mı!? :)

      Sil
    4. Bilmiyorum ki belki tanıştık belki de tanışmadık hiçbir fikrim yok :D

      Sil
  5. Merhaba. Bloğunuzu yeni keşfettim. Sizin yazılarınızdan çok şey öğreniyorum ve çok güzel, akıcı yazıyorsunuz. Başarılarınızın Devamını dilerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa yorumunuz beni ne kadar mutlu etti anlatamam :))) Çok teşekkür ederim :) Hoşgeldinizz

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...