11 Aralık 2013 Çarşamba

Suçluluk Duymalı Mıyım ?

        Bazen insanların her ricasını yerine getirince kendime hiç zamanım kalmıyor. 7. sınıfa giden ve sürekli arayıp Moira abla müsait misin diye soran bir kuzenim var. Bal gibi bir şey, çok seviyorum. Ama bazı cümleleri sürekli duyduğunuzda, özellikle size bir sorumluluk yüklüyorsa bazen irite olursunuz. Yani beni aradığında müsait misin diyorsa anlıyorum ki onu ders çalıştırmamı isteyecek. Çalıştırırım tamam da, hiç programlı değil benim kuzenim. İstisnasız her zaman sınavdan bir gün önce akşam saatinde arıyor. Öyle bir emrivaki oluyor ki anlatamam. Zaten pazartesiden perşembeye ingilizce kursum var akşamları, zaman ayıramıyorum ki. Mesela dün. Önce Paris aradı bir konuda yardım için. Bir saatimi falan alırdı. Sonra kuzenim aradı yine yardım için, o da en az bir saatimi alırdı. Tabi oyalanmaları, iki dk otur sohbet edelim derken 3-4 saatim geçecekti. Bu arada benim hem ingilizce çalışmam hem de deniz ticareti çalışmam gerekiyordu. Ve bu hep böyle biliyor musunuz ? Yengem, bahsettiğim kuzenimin annesi bir alt katımızda oturuyor. Çok severim kendisini, dünya iyisi, ama ne zaman uğrasam bir konuda yardım istiyor. O istemese kuzenlerim istiyor. Ya Moiracım gelmişken bir beş dk şunu halledelim, bir de şunun ucundan tut... Başımın üstüne, inanın hiç sorun değil yaparım. Ama hep aynı şey olduğu için insanın içinden gelmiyor bazen. Bu ara çok oluyor nedense...Kendimi kötü hissediyorum ama böyle düşündüğüm için.



      Bunları boşverelim de, yengemin bana en güzel kıyağına gelelim. Bana öğrenci buldu ! Kuzenimin bir arkadaşı. Ona ve kuzenime haftada bir saat matematik çalıştırıyorum. Kızın ailesi saatlik 30 lira ödüyor. Çok para olmayabilir ama ayda 120 lira oluyor, bu da yavaştan kredi kartı borcumu ödeyebileceğim anlamına geliyor. Hatta kart borcumu ödeyip limitimi artırırsam İstanbul'la tatile gidebileceğimiz anlamına geliyor !!! Hem belki beni önerirlerse başka öğrenciler de gelir neden olmasın ? Bu arada adım adım hedefler koymuştum ya, odayı ve eşyaları düzenli tutma kısmını başardım, bir haftadan fazladır baya düzenliyim. O yüzden artık oraya yenisini yazabilirim !

      Bu ara kardeşimle hep geç yatıyoruz. Aynı odayı paylaştığımızdan birimiz uyumayınca diğerimize de bahane oluyor. Ya da yataklarımıza uzanıp telefonlarımızdan online oyun oynuyoruz. O oradan söylüyor ben buradan... Size kardeşimden pek bahsetmemiştim aslında. Benden iki yaş küçük bir erkek kardeşim var. Çok yakın arkadaşım aynı zamanda. Çok iyi anlaşırız. Arada tartışırız, düşüncesizlikleri olur, her kardeş gibi beni kırdığı zamanlar da olur ama kardeş işte. Çok seviyorum. Gönlümü de çoğu zaman alır, sonradan da olsa... Babamla annem ayrıldıktan, babamın bize yaşattıklarından sonra annem kardeşim ve ben birbirimize kenetlendik. Ailenin diğer üyeleriyle de pek görüşmedik. Üç kişi birbirimize tutunuyoruz. İstanbul, kardeşimin sevgilisi ve annemin nişanlısıyla birlikte 6 kişiyiz. Babama karşı vicdan azabı çektim böyle yazınca, ama bu onun seçimi. Hayatımızdan çıkıp gitmek inanın kendi seçimi. Uyuşturucuyu seçti, alkolü seçti. Açıkça seçim yaptı. Neyse kendi kendime vicdan azabını dindirmeye çalışmaktan da sıkıldım. 

      Pazartesi akşamı annemin nişanlısı yemeğe gelmişti. Gece de dördümüz UNO oynadık. Çok eğlenceli geçti. Bazı zamanlarda mutlu bir aileymişiz gibi hissediyorum. Yani o kadar baba gibi davranıyor, bizi o kadar seviyor ki, bazen kendimi iyi hissediyorum. Yani gerçekten... Anlatamıyorum ki. Babam varmış gibi diyemem çünkü babam zaten var. Ve ben babamı çok ama çok seviyorum. Ama ben babamı sadece babam olduğu için seviyorum. Yani onu sevmemek elimde değil. Ama annemin nişanlısı daha farklı. Koruyor, gerçekten gözetiyor, güçlü... Kızların tutunacakları dal olarak gördükleri babalar olur ya, onun gibi. Ama bir yandan da onun da kendi çocukları var. Ama çocukları biraz içlerine kapanıklar, onlarla bizle olduğu gibi bir iletişimi yok. Ya da çocukların olmasını istedikleri halde mi yok ? Bilmiyorum işte. Bazen biz iyi vakit geçirdiğimizde kendimi onlara karşı suçlu hissediyorum. 

       Bu arada, kar çok çok güzel değil mi ? İstanbullular olarak yıllardır ilk defa bu kadar erken kar gördük. Şu anda da lapa lapa yağıyor. Keşke biraz daha sürse de tadını çıkarsak... 

4 yorum:

  1. Pişmanlık duymamalısın. Herkes her an, her daim mutlu olacak diye bir şey yokki.. Sadece zamanlama meselesi. Senin ne suçun olabilir ki bu durumda öyle düşün.

    Ayrıca ben de sinir olurum her daim bir şey isteyen birinden. Bana 3 gün önceden söyle perşembe yazılın olduğunu çalıştırım dimi. Yok illa onun istediği saat, onun istediği gün. Kardeşimle de ben aynı dertten müzdaribim.

    Öpüyorum seni :)

    YanıtlaSil
  2. ne pişmanlığı ya boşver geçmişi.

    kardeşinle ne hoş sölediklerin.

    altı kişi ha.

    kar yine yağsa yaa.

    :)

    YanıtlaSil
  3. Babamla aynı evde olmamıza rağmen ben odamdan çok az çıkıyorum. Çünkü beni öyle bir aşağılıyor ki , gözleri bile yetiyor. Kölesiymişim gibi davranıyor. Konuşmamıza rağmen düZelmiyor. Zaten bir ara annem ciddi ciddi boşayacaktı ilk dava bile açtı başka eve gitti bizi de aldı. Babam da boşanmayalım diye yalvardı ve o kadar iyi davrandı ki hepimize , eve geri geldiğimizde yine eski haline döndü. Bir daha o iyi halini göremedik.Dediğim gibi ikisinin de ruhu yaralı, ben her yolu denedim, yine de babam çok sert. Benim de aşağılanmaya tahammülüm yok, ne kadar acı bir şey aynı evdeyiz mümkün olduğunca hayalet gibiyim bana adımla seslenişi bile çok aşağılayıcı. Gerçekten her yolu denedim ama işe yaramıyor. O gidince odamdan çıkıyorum. Yani hem babam var hem yok gibi hem ailem var hem yetim gibiyimÇok Karışık bir durum. Önceden üniversite kazanınca belki beni adam yerine koyar dedim o da yok. Sen bir şey mi yaptın deseniz gerçekten hiçbir şey yapmadım. Sadece bana değil kardeşlerime ve anneme de öyle zaten. Neyse çok uzattığım için özür diliyorum. Sizi de üzdüysem beni affedin. Benim diyeceğim şu , yani sizi kıskanmamış sebebi şu: :)
    Hem kendi ayaklarınızın üstündesiniz, ister tembellik ister çalışkanlık yapın fark etmez özgürsünüz.:)
    Tabi ki sizin de yaşadıklarınız zor Sakın beni yanlış anlamayın. Ama benim gibi hapis gibi odada vakit geçirmiyorsunuz. Ben babam yüzümden böyleyim. Benim için hayat o işe gidince Başlıyor. Işe gitmediğinde veya işten erken geldiğinde öyle üzülüyorum ki sadece ben değil annem ve kardeşlerim de öyle. Insan babası gelince üzülür mü, demek üzülürmüş.Aşağılanmak çok kötü bir şey, hem de bir şey yapmadığım halde. Yapsam gam yemeyeceğim. En kötüsü de ailenin sana öyle davranması, arkadaş, Öğretmen veya başka birisi kısacası dışarıdaki yapsa daha az sinirlenirsiniz. Baba yapınca ve benim babam gibi kalın kafalı olunca çok üzülüyorsunuz, her yolu deneseniz de değişmiyor. Bir de insan tek hasta olmayan ve bakıma Muhtaç olmayan , zorluklara rağmen üniversite kAzanmış ve bitirmiş , herkesin çok saf ve hanım bulduğu ( bazen saflığımdan alaya da maruz kaldım) çocuğuna iyi davranmaz mı, davranmazmış :) Madem sadece sen değil Kardeşler'in ve annende şikayetçi. Boşanın deseniz de annemin cesareti yok. O gün sinirden öyle yapsa da sadece gözdağıydı. Boşanamaz ki ne kadar çok istese de , mesleği yok, ev Hanımı, okutmamışlar, tek başına olsa daha çok cesaret eder ama üç çocuğu, biz varız. Ben daha mesleğimi elde edemedim, diğer iki küçük erkek kardeşim hep bakıma muhtaçlar, iş bulamaz, iş bulsa bile küçük kardeşlerimi nasıl bırakacak vs gibi. Halbuki sizin aileniz cesaretliler ve kendi Ayakları üstündeler:)Neyse çok özür dilerim Sakın yanlış anlamayın amacım sizi üzmek değildi. Sadece kendinize bakıp ne kadar şükredecek şeylere sahip olduğunuzu ve değerli olduğunuzu görmenizi isterim, ailenizin de sizi aşağılamadığını, bilakis çok iyi davrandığını, her ne kadar babanızla aranız benim babamla olduğu gibi kopuk olsa da olsun size kötü davranmadığını, özgür olduğunuzu, istediğinizi istediğiniz an yapabileceğinizi, çalıştığınızı, kendi ayaklarınız üstünde olduğunuzu, sizi seven arkadaşlarınız ve sevgiliniz olduğunuzu hatırlatmak istedim. Ben en son 4 yıllık dostumla dostluğumuza onun yaptıklarından dolayı son verdim de:) Kendinize iyi bakın, mutluluğunuzun ve başarınızın Devamını dilerim. Daha güzel günlerinizi de inşallah bu blogdan okuruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eda hanım... öncelikle içten yorumunuz için çooook çok teşekkür ederim ve gecikmiş cevabım için çok özür dilerim. Son günlerde zor zamanlar geçiriyorum belki okumuşsunuzdur. Ne yazı yazabildim ne yorumları cevaplayabilidm.

      Yaşadıklarınızı ne kadar anlamaya çalışsam da anlayabilmem mümkün değil. Gerçekten sizi çok takdir ettim, Allah size daha çok sabır versin, sizin de ailenizin de yardımcısı olsun. Gerçekten çok zor bir durummuş sizinki de...

      Her derdin daha kötüsü var biliyorum. Bana şükretmeyi hatırlattığınız için çok teşekkür ederim...Birkaç yıl daha dişinizi sıkmak zorundasınız anladığım kadarıyla. Babalar neden böyle ben gerçekten bilmiyorum..Neden bazıları hayatı zindan etmeye bu kadar meraklı.. Alklah yardımcınız olsun. İstediğiniz zaman yazın dertleşelim. strawberryy.fieldss@gmail.com

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...