11 Temmuz 2014 Cuma

Doymaya Çalıştıkça Daha Çok Acıkıyorum Sana

     Göğsüme bir öküz oturdu, öyle bir oturdu ki nefes alamıyorum. Dün İstanbul gelmişti bana. Bütün gün başbaşaydık. İkimiz de 6 haftalık ayrılıktan önce son birlikte oluşumuz olduğunun farkında olarak birbirimize doymak istedik, o kadar çok sarıldık, o kadar sessiz kaldık ki... 6 hafta çok uzun bir süre değil belki, ama biz 5.5 senedir ilk defa ayrı kalacağız. Allah'a binlerce kez şükürler olsun ki iletişim çağındayız ve her gün görüşebileceğiz. Yine de, kendime ne kadar bunları söylesem de göğsümdeki öküz kalkmıyor!


     Pazar sabahı havaalanına annesiyle ben götüreceğiz onu. Allah güç versin bana o gün. Suda akmayan rimel süreyim bare. O kadar düşüncenin arasında aklıma ne geliyor değil mi :) Kadın olmak böyle işte ne yapalım. Dün bile İstanbul giderken tutamadım göz yaşlarımı. Pazar günü tekrar sarılabilecektim ama tutamadım işte. Vedalaşmanın ne kadar zor olduğunu yeni anladım. Biliyorsun ki 3 gün sonra sarılmak istediğinde sarılamayacaksın. Şu anda yanında. "Şu an" ın içine öyle bir girmeye çalışıyorsun ki. Bal rengi gözlerine bakabildiğim kadar bakmaya çalışıyorum, sarılabildiğim kadar sarılıp, koklayabildiğim kadar koklamak istiyorum. Ellerimi saçlarının arasından çekemiyorum. Doymaya çalıştıkça daha çok acıkıyorum ona sanki. Kapıdan çıktı, gülümsedim ama kapıyı kapatır kapatmaz o kadar güçsüz düştüm, o kadar ağladım ki. Bu ara blogumu pek okumadığına güvenerek yazıyorum bunları da. Bu kadar üzüldüğümü bilmesini istemem. Sonuçta o da çok üzülüyor ve orada yalnız olacak. Oraya vardığında açıp okuması için bir mektup yazdım ona. Ben yanındaymışım gibi hissetsin diye özellikle seçtim yazdıklarımı. Ne zaman güçsüz hissetse ne söylememe ihtiyacı olacaksa onları yazdım. Bir de onun için çok özel bir şeyimi vereceğim o gitmeden. Aslında bütün erkekler için sevdiği kadındaki o şey özeldir. Şimdi aklınıza çok farklı bir şey geldi böyle yazınca ama bu başka bir şey. :) O gittikten sonra yazacağım ne olduğunu. Sevdiğini askere gönderip aylarca görüşemeyen ve hatta telefonda bile zar zor görüşen sevgili canlarım, sizleri tebrik ediyorum ve Allah size daha çok sabırlar versin diyorum. Ne kadar güçlüymüşsünüz siz. 

     Bu ara sürekli Naruto izlediğimden yazamadım. Ama hem İstanbul'un gitmesine hem de benim estetik ameliyatıma çok az kaldı. Bu yüzden inanılmaz gergin biz yaz geçiriyorum. Geçen pazar İstanbul'la Büyükada'ya gittik ve bir gece kaldık. Gerçekten çok güzel geçti ve beni biraz uzaklaştırdı bu stresten. Gerçi adadan dönerken yine sulu gözlerimi tutamadım ama ne yapayım resepsiyonda voyage fm çalıyordu. Benim suçum yok. Bu ara çok ağlıyorum gerçekten. Zaten kendi stresim yetmezmiş gibi Naruto inanılmaz duygusal ve heyecanlı ilerliyor. Bir anime insanı ne kadar ağlatabilir diyordum ama şimdi... Sırf bu anime için müzik yapan biri var. Her karakter ve savaş için farklı müzikler yapıyor ve muhteşem. Animeyi izlemeseniz bile Naruto Top 10 yazıp soundtracklerini dinlemenizi tavsiye ederim. Naruto demişken...

8 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. çok şükür daha iyiym, vedalaştıktan sonrasını yazacağım :)

      Sil
  2. Şimdiden kavuşmanız dileğiyle ..Naruto yu izlemek isterim.Sahi ameliyatın ne zaman?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederimm. Naruto'yu izle. İlk bölümler de yavaş gelebilir ama devam et sonradan açılıyor :) Ameliyat cumartesiiii

      Sil
  3. Umarım zaman çok çabuk geçer ve bir an önce kavuşursunuz.
    Ben de hüzünlendim vallahi yazını okuyunca :)
    Tekrar kavuşacağını bilsen de vedalar hep üzücüdür.
    Ama aklınız kalbiniz birlikte olduktan sonra zaman da bir şekilde geçer ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler canım inşallah zaman çok çabuk geçer. Her zaman çabuk geçiyor, birlikteyken hele ışık hızıyla, şimdi de geçsin işte...:)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...