14 Ekim 2014 Salı

Stajyerlik mi, Kölelik mi ?

      Stajyerliğe başladığımdan beri meslekle ilgili çok şey öğrendim. Daha sadece bir hafta çalışıyor olsam da bana o kadar çok iş verdiler ki şimdiden tecrübe kazandım. Ama şöyle de bir zorluğu var, bu yoğunluk kafamı karıştırıyor. Her gün adliyeye gitmem gerekiyor ama yapacağım iş bir iki dosyayla sınırlı olmuyor. Bazen günde 6 dosyaya kadar çıkıyor. Verdikleri her iş için de yapmam gerekeni kısaca anlatıyorlar. Daha önce kim olduğunu bilmediğim insanlarla ilgili dava dosyaları var ve dosyada neler olmuş hiçbir fikrim yok. E onlar bir anda anlatıyorlar ama bazen birbirine karışabiliyor bilgiler. Her şeyi yazmaya çalışıyorum. Ama bugün gerçekten ilginç bir şey oldu.

     Dosyanın ayrıntısını tabi ki veremem ama kısaca anlatmam gerekirse, yapacağım iş başka bir avukatın işiydi. Vezneye parayı yatırırken her zaman kendi avukatımın ismini söylerim ve bu sefer kimin ne işini yaptığıma dair hiçbir fikrim yoktu çünkü anlatmadılar. Beni pek uyarmadılar. Sırf yorgunluktan ya da alışkanlıktan kendi avukatımın ismini söylesem şaşılacak bir şey olmazdı. Ama biraz da gerilerek diğer avukatın ismini verdim. Ama beni uyarmadıkları için de doğru mu yapıyorum acaba diye düşündüm. Adliyeden çıkıp servise bindim, avukatım aradı. Benim telefonu açtığımı fark etmedi. Bu ara ben avukatımın patrona söylediklerini duydum. "E her şeyi de teker teker hatırlatamam ki, kaç kere söyledim!" Benimle ilgili konuştuklarına emindim, bir anda gerçekten yanlış bir şey yaptığımı düşünüp korktum. Sonuçta işte 6. günüm ve her gün kaç tane dosyaya bakıyorum. Yanlış yaparsam bu şekilde tepki vereceklerini tahmin edemezdim. O an avukatım bana döndüğünde söyleyeceği şeyden çok korktum. Çünkü belli ki bütün yanlışlığı benim üstüme yıkacaklar, ve her şeyi de hatırlatmak zorunda olmadıklarını söyleyeceklerdi. Avukatım "Parayı yatırırken kimin adına yatırdın?" dedi. Söylediklerini duyduğumu fark etmemişti büyük ihtimalle. Çok şükür ki doğru isimle yatırmıştım. Bana diğer avukat adına işlem yapacağımı sadece bir kere söyledi, ve diğer konularda uyarma gereği duymadı. Söylediklerini duyduğumda gerçekten üzüldüm. O an yapamadığım en küçük bir şey için nasıl tepki verileceğini gördüm. Arkamdan Moira kesin yanlış yapmıştır diye düşünüldüğünü hissettim. Onca dosya yığmalarına rağmen hiç yanlış yapmadığım halde.


     Gerçekten çok riskli bir iş stajyerlerin yaptığı. Sonuçta yanlış bir şey yaparsak insanlar hak kaybına uğruyor. Hukuk fakültesinden çıkınca öyle bir dünyayla karşı karşıya kalıyoruz ki, fakültede biz ne öğrendik diye kendimize soruyoruz. Bize hangi durumda ne karar vereceğimizi, hangi maddeye gideceğimizi söylüyorlar ama bir dava açmak için bile adliyede iki saat nasıl koşturulur öğretmiyorlar ki... Bunun dilekçesi var, itirazı var, temyizi var! Biz nereden bilelim nasıl yapacağız? Demek ki patron avukata bana vezne kısmını ayrıca hatırlatmadı diye kızdı ki o da her şeyi de ben mi hatırlatacağım diye yüksek bir ses tonuyla cevap veriyordu. Enerjim düştü. Korktum.

     Hani derler ya icra memurları ve kalemler avukatlarla anlaşamaz diye. Kalemler neyse, güler yüz gösterirseniz iyiler ama icra memurları gerçekten işkence ediyor. Dosyaya bakmam lazım ama dosya yok. İki gün gittim geldim, ama bir insan evladı yardım etmedi. Koca arşive tek başıma baktım ama yok. Ben dosyamı bulamadım yardımcı olur musunuz diyorum, valla ben de dosyalarımı bulamıyorum diye yarım ağızla azarlıyor. Tamam da arkadaşım sen burada icra memuru olduğun için para alıyorsun, ben de bu dosyanın içindekini idare edince para alıyorum. Yani işini yapıyorsun sonuçta. Gerçekten yoruluyorlar anlıyorum ama ben de çok yoruluyorum. İnsan gibi davranınca keşke insan gibi karşılık verseler...

     İşe giderken gerçekten keyif alıyorum ama bugünkü olay beni gerçekten üzdü. Ses tonu gerçekten kırıcıydı. Ama sonuçta alışmam lazım. Bu işler hep böyle değil mi?

8 yorum:

  1. Canım benim hislerini o kadar iyi anlıyorum ki.Yanlış yapmaktan çok korkuyorum.Birkaç defa bazı yanlışlıklar yaptım.Neyse ki telafi edilebilir şeylerdi. Kimse hak kaybına uğramadı.Yoksa vicdan azabından ne yapardım bilmiyorum.Şimdi avukata aklıma takılan herşeyi pat pat soruyorum :) Önceden acaba basit birşey olarak görür bunu da mı bilmiyo der diye korkuyordum.Ama şimdi çekinmiyorum.Yanlış yapıp azar işitmekten iyidir diye düşünüyorum.Bence sen de böyle yap. O anda telefonla bile olsa ulaşmaya çalış. Sonra telafisi imkansız şeylerle uğraşmaktan iyidir.
    Bir de onlar artık tecrübe kazandıkları için bazı şeyleri hatırlatmayı akıl edemiyolar.Sanki biz de biliyomuş gibi hissediyolar sanırım.Ben bir defa hata yaptığımda avukat hata bende söylemem gerekirdi.İnsan yıllardır aynı şeyi yapınca otomatikleşiyo aklıma gelmedi kusura bakma diye özür dilemişti benden 70 yaşında adam :)
    O yüzden canını sıkma olmuş bitmiş artık.Bundan sonra daha dikkatli olursun ve emin olmadan hiçbi işlem yapma.Sonra daha çok üzülebiliriz :(
    İşimiz çok zor gerçekten. Okulda hiçbişey öğrenmemişiz.Yok doktrin şöyle doktrin böyle.Çok lazımmış sanki doktrin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım yorumun çok değerli çok teşekkür ederim. Ben de aynı şekilde yanlış yapmaktan çok krkuyrum, haklısın gerekirse birden fazla kez sormak lazım. Bu sefer de kendimi salak gibi hissediyorum ;)) ama tabi hak kaybı olmasındansa salak gibi hissetmek daha mantıklı :D
      Ne tatlı adammış o öyle ya, ne kadar anlayışlıymış. O özür dileyince ne diyeceğini şaşırmışsındr.
      Doktrin olmasa da olurmuşuz yani :)

      Sil
  2. Okularin hepsi böyle. Teori ver gerisi yok. Sıkma canını. Her sektörde var. Hepsi bu asamalardan geçmemiş gibi davraniyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mii, sanki kendileri mezun oldukları anda her şeyi biliyorlarmış gibi..

      Sil
  3. Birilerinin anlatmasını beklememeli belki.
    Başın sıkışınca sormaktan çekinme.
    Sen sürekli sordukça, daha detaylı anlatırlar.
    Yani... Mantıken öyle olmalı en azından:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle sürekli sorucam ;) bazen de insan salak gibi mi görünyorum acaba bu kadar sorunca diye düşünüyor:)

      Sil
  4. Yoo hayır, hiç öyle düşünme bence.
    Bazıları iki kelime fazla söylemekten çekindiği için yaşıyoruz tüm bunları.
    Sonuçta sıkıntıya giren, üşengecin karşısındaki oluyor ama maalesef.;)

    YanıtlaSil
  5. Stajyerin tanımını Cem Yılmaz Abimiz çok iyi yapmış.
    Çaliş çaliş...
    Para?
    Para yok! :))

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...