6 Ekim 2014 Pazartesi

Yeni İşim

      Hayatımda bu sene çok şey değişti. En büyük değişim karakterimde olsa da, somut olarak en güzeli bir işe girmiş olmam. Kaç günlük uğraşlarımdan sonra en sonunda 24 Eylül'de adliye stajımı başlattım. 25 Eylül'de doktora kan testi sonuçlarımı götürdüm ve ilaçlarımı aldım. Yani en sonunda iş başvurusu yapacak konuma gelip evime yakın yerlere başvurdum. Ve ikinci iş görüşmemde kabul edildim. Açıkçası ofise ilk girdiğimde "Buraya beni hayatta almazlar, çok güzel!" diye düşünmüştüm. Neden böyle düşündüm ben de anlam veremedim. Tam tersi kendime güvenip, "Burası tam bana göre." demem gerekirdi. Ama çok şükür ki ben kendime güvenmesem de onlar bana güvendi ve aynı gün "Yarın başlayabilir misiniz?" diye aradılar. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Geçtiğimiz çarşamba ve perşembe çalıştım, cuma hemen bayram tatiline girdim. Bu hafta da üç gün çalışıp haftasonu tatili yapacağım. Ama ilk iki gün gerçekten yoruldum.

      İşin ilk günü mutfaktaki kadın da sekreter de inanılmaz iyi davrandılar. Ofisin ne kadar yoğun olduğundan falan bahsettiler. Daha ilk günden baya yoruldum ve telefonumu da not defterimi de mahkeme kaleminde unuttum. Akşam da adliye servisinin sonuncusunu kaçırdım ve o yorgunlukla metrobüs ve metroyla ofise dönmek zorunda kaldım. O akşamı telefonsuz geçirdim. Zaten büroda da ertesi sabaha iş verdikleri için adliyeye gitmem gerekiyordu. Neredeyse servisi kaçırıyordum. Telefonumu aldığımda da sadece %1 şarjım kalmıştı. Binadaki bir yerde taktım şarja ama o kadar elektrik kullanılıyor ki, hem şarj dolmuyor hem de telefon da şarj aleti de aşırı ısınıyor. %4 falan doldu ama işlerim olduğundan kalkmak zorunda kaldım. Hem avukatı aramam lazım hem de bazı belgelerin fotoğrafını çekip avukata göndermem lazım. Çaresiz kaldım gittim icra müdürlüğüne. Zaten kalabalık. Telefonun düğmesine bastım bu sefer de bir baktım olan şarjı da bitmiş ve telefon kapanmış. Müdürün masasının yanındaki prize taktım. Telefonu açmaya çalışıyorum ama pin kodunu bir türlü kabul etmedi ve puk kodu istedi. Oradan bir memurdan avukatı aradım, nasıl olsa adliyenin wifindan bağlanıp whatsapptan fotoğraf gönderirim diye düşünüyorum ama wifi çekmiyor. Turkcell'i arayıp puk kodumu öğrenmem lazım ama kaç kişiye sordum Turkcell kullanmıyorlar. Müşteri hizmetleri numarası da farklı telefondan arayınca farklı ve ben onu hatırlamıyorum. Ptt'den ankesörlü telefon kartı aldım sevgilimi aradım müşteri hizmetleri nosuna interetten baksın diye ama sonra bir baktım wifi açık. İnternetten buldum numarayı, ankesörlü telefondan arayacağım ama tc kimlik nomu giremiyorum. Babamı aradım ondan rica ettim, çok şükür puk kodunu gönderdi de hallettim. Ama elimde dosyalar, ankesörlü telefon omuzumla kafam arasında, sinirden ağlayacak moddaydım. Yani ilk iki gün bu kadar yoğun geçti. Ama yine de çok mutluyum. İşe giderken lanet etmiyorum asla, tam tersi mutluyum. Bence en önemlisi de bu.


      Şu an kafama takılan tek şey kardeşimle aynı odada uyuduğumuz için yatma saatlerinde sorun yaşamamız. Kardeşim de hukuk fakültesini kazandı ama özel okul olduğundan aynı anda çalışıp harçlığını çıkarmak istedi ama part time ve akşam 7-12 arasında çalışıyor. 12 de eve geldiğinde biraz oyun oynamak istiyor ama ben de 1-1.30 arası yatmak istiyorum. Pc masası yatağımın dibinde olduğundan klavye ve fareye devamlı basıldığı zaman uyumak mümkün değil. Dün gece saat 3'te bile oyuna devam etmek istedi ve "Zaten işten 12'de geliyorum." deyip sinirlendi. Yani ne yapacağız bu durumu bilmiyorum. Onunla kavga etmek istemiyorum çünkü evde huzursuz olmak en sevmediğim şey, herkes için öyledir eminim. 

     Polikistik over rahatsızlığıma gelirsek, kan testi sonuçlarını doktora verdim, ultrasonla da tekrar baktık. Kistlerin tedavisi için 6 aylık bir süreç varmış. Bu arada doğum kontrol hapı ve ödem atıcı başka bir ilaç daha verdi. Zayıf olduğumdan ve kistler küçük olduğundan tedavi daha kolay bitecekmiş. Kesinlikle kilo almamam ve çok su içmem gerekiyormuş. 2 ayda bir kontrole gideceğim ve inşallah altı ay sonra bundan kurtulmuş olacağım.

      Bu arada kurban bayramınız mübarek olsun. Benim için tatil dışında çok bir şey ifade etmiyor çünkü bayramlaşacak çok kimsem yok. Annem, babam, ananem ve bazı tel görüşmeleri. Ananem zaten iki kat üstümüzde oturuyor. Öyle misafirlerimiz falan olmaz, kimseye de gitmeyiz. Gidecek insan yok zaten. Ananemler kurban kesti ama yine geçen seneki sebepten kavurmayı bile doğru düzgün yiyemedim. Sizlerin evlerinizde nasıl oluyor bilmiyorum ama bizde kurban kesildikten sonra ananeme getiriyorlar ve bütün kesme işlerini evde hallediyorlar. Hayvanın eti daha sıcak olduğundan ev öyle ağır bir sıcak et kokusuyla doluyor ki ben mide bulantısından eve giremiyorum. Ama o kokuyu aldıktan sonra da kavurmasını yiyemiyorum çünkü aynı koku ona da sinmiş gibi geliyor bana. Midem bulanıyor. Allah affetsin ama her kurban bayramında vejetaryen olasım geliyor. Günlük hayatımızda da et yiyoruz farkındayım ama, birkaç saat önce canlı olan ve hala sinirleri kıpırdayan bir hayvanı bütün olarak görünce çok kötü hissediyorum. Hatta bazen hayatta kalmak için başka canlıları acı vererek öldürmemiz ne kadar doğru diye kendimi sorguluyorum. Şok yöntemiyle öldürünce hiç canları yanmıyormuş, bir saniyeden kısa sürüyormuş. Ama bayramda boğazları kesiliyor ve kestikten sonra bile birkaç saniye hatta dakika boyunca acı çekmeye, kıvranmaya devam ediyorlar. Hatta çok beklemeden derisini yüzmeye başlıyorlar. Yani boğazı kesilerek kurban edilmesi sanırım kurban şartlarından biri. Açıkçası çok ayrıntılı bilmiyorum, keşke Kur'an'dan okusak da bilsek ayrıntılarıyla. Neyse işte, her bayramda böyle oluyorum. Sizin bayramınız nasıl geçiyor?

      

8 yorum:

  1. Yeni işin hayırlı olsun öncelikle :)
    İlk günlerinde bazı aksilikler yaşamışsın ama olsun bazen oluyo işte böyle şeyler. Umarım bundan sonrası çok daha güzel olur. İnsanın sabah işe kalkarken küfretmemesi önemli gerçekten :)
    Bayram denince saç tellerim bile diken diken olacak neredeyse yaa. Gidilecek ve bize gelen o kadar çok insan var ki o kalabalık beni boğuyor.Hiç sevmiyorum bayramları.
    Normalde eti çok seven bi insanım.Ama hayvanların bayram adı altında toplu katliam gibi kesilmesinde beni rahatsız eden bişeyler var. Ve sanırım ömrümde bi kere bile kurban kesme eylemine aracı olmam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim canım :) haklısın küfretmeden gitmek çok önemli, şimdilik aralarda hep tatil var diye rahatım ama daha yoğun bir tempoya girdiğimde ne olur bilinmez. :)
      Kurban kesersem ilerde, hayvanı parçalara ayırmaları için de ayrıca parasını verirdim, kendim uğraşırsam bayılırım heralde :)

      Sil
  2. Yeni işin hayırlı olsun :)
    Geçmiş olsun kısa zamanda iyileşirsin umarım..

    Kardeşler arasında olur öyle tartışmalar ortak bir yol bulursunuz ve iyi bayramlar :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuxedo, çok teşekkür ederim :) inşallah iyi olacağım :)
      Buluruz umarım, en son böyle olduğunda sinir krizi geçirmiştim evde, ancak o zaman anladılar ne kadar bunaldığımı. İnsan istediği zaman uyuyamıyorsa huzurlu olamıyor maalesef..

      Sil
  3. işin çok iyiymiş hayırlı olsun :) tempoya da zamanla alışırsın zaten.

    YanıtlaSil
  4. Meraba cok guzel yazi paylasmissiniz fakat benim bi sorum olucaktı. Ben sacima senelerdir ombre yapiyorum kuafor falan degilim ama :) yakisiyo diyolar ama ben artik tek renge donmek istiyorum. Sacimin kendi dogal rengi normal bildigimiz kahverengi ben acik küllü sari yapmak istiyorum komple ama alttaki ombre ne olur yukardaki kahverengi nasıl olur bilmiyorum fikir verirseniz cok sevinirim :/

    YanıtlaSil
  5. Sunu da belirteyim surekli acici yapmama ragmen saclarim hicbi sekilde sertlesmedi cunku haftada iki kez zeytinyagi suruyorum herkese tavsiyem saci yumusacik ve parlak yapiyor anında ve uzatma etkiside var tabi

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...