26 Ocak 2015 Pazartesi

Bizden Sonra Geriye Kalanlar

     İki gün geçti, daha iyiyim. Babamla günde iki kere konuşuyoruz. Çok şükür onun sesi de düzelmiş, hatta bugün telefonda kahkaha attı, nasıl mutlu oldum anlatamam. Bu haftaiçi bir gün kuzenimi yemeğe davet etmeyi düşünüyoruz, halamın oğlunu yani. Hem onun da havası değişir biraz.

     Tek sorun sürekli duyduğum korku. Artık telefon çaldığı zaman zıplıyoruz yerimizden. Sevgilimle telefonu kapatırken elli kere sevdiğimi söyleyip, telefonu kapadıktan sonra elli kere "Allah'ım sana emanet." diyorum. Dayım bugün öğlen Almanya'ya döndü, arkasından elli kere "Allah'a emanet ol." dedim. Bazen bu kadar dertlenerek hata mı yapıyorum acaba diye düşünüyorum. Evet çok üzüldüm ama kaybettiğim sonuçta halamdı. Annem, babam, kardeşim, sevgilim, yakın arkadaşlarım benimle. Allah onlara uzun ömürler versin. Bunun için şükretmeyi unutmamam lazım.


     Eskiden, yani çocukken ananem türkü dinlediğinde hiçbir şey ifade etmiyordu, inanılmaz sıkılıyordum. Ama şimdi bıraksan hönküre hönküre ağlarım. Hemen dertleniyorum, hemen dedem aklıma geliyor. Bugün kardeşimle dedemin kitaplığına baktık. Bir sürü defteri, ajandası var. İçine her şeyi not almış. Herkesin doğum ve ölüm tarihleri, telefon numaraları, cumhurbaşkanları, fıkralar, bulmaca sözlüğü yapmış kendine mesela. Bulmaca çözmeyi çok severdi çünkü. Bir sürü Atatürk'le ilgili kitabı var. Hayatı, öğretileri, ailesi, devrimleri... Çok severdi Atatürk'ü dedem, biz de ondan mı aldık bu sevgiyi acaba? Defterlere baktıkça dedemin el yazısını ne kadar özlediğimi fark ettim, sonra ellerini... Kitapların arasında ince bir tarak bulduk. Belki saçlarını tarıyordu onunla, belki bıyıklarını düzeltiyordu. O tarak orada kalmış, kimse dokunmamış. Çünkü artık o tarağın sahibi yok, o tarak bizim için dedemin hatırası, kimsenin eşyası değil artık. Ne kadar acı değil mi? Çok isteyerek aldığımız bir eşyamız, biz öldükten sonra sahipsiz bir şekilde kalıyor. Bazı eşyalarımızın yeni sahipleri oluyor. Bizimle ilgili akılda kalan tek şey sözlerimiz, kahkahalarımız oluyor. Daha çok fotoğraf çekmeliyiz bence. Kendi fotoğraflarımızı çekip instagramda filtrelemeye uğraşacağımıza, hayattaki sevdiklerimizle vakit geçirip onlarla fotoğraflar çekmeliyiz. Hatta videolar çekmeliyiz. Çünkü sevdiklerimiz öldükten sonra donuk bir fotoğraftan çok sesini, gülüşünü, bakışını, en küçük bir hareketini özlüyoruz. Keşke kokularını da saklayabilseydik.

2 yorum:

  1. Haklısın.. seni okuyunca fark ettim çok uzun zaman olmuş annemle fotoğraf çektirmeyeli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen benim de öyle... Eve gidince hemen bi selfie çekeyim onla :))

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...