30 Ağustos 2015 Pazar

İsteklerin yüzünden ideallerini gömmüştün ya Moira?

Eylül ayına çok az kaldı. Çok severim ben Eylül ayını. Her zaman yeni başlangıçlar yapmak için fırsat olarak görürüm. Uzun uzun listeler yaparım. Bu sene yapılacaklar, alınacaklar, okunacak kitaplar, gezilecek yerler... Sonra da o yaptığım listelerin bazılarını blogun sağ köşesine yazarım. Hem listedekileri uygulamak için hevesli olmamı sağlar, hem de yıl sonunda yazarak bir değerlendirme yapmamı sağlar. Bazılarını başarmış olurum, bazılarını da başaramamış. Ama önemsemem. Başarabildiğim şeyleri görüp, başaramadıklarımı yeni listeme yazarım. Demek ki yapabiliyormuşum bir şeyleri diye düşünürüm ve bu düşünce daha fazla hedef koymama yardımcı olur.

1 Eylül'e iki gün kalmışken, yapmam gerekenler ve yazmam gerekenler kafamda şekillenmeye başladı bile. Ben son dakika insanı olduğumdan yine yapacaklarımı da son ana bıraktım. Şu an odamda tekim. Normalde kardeşimle aynı odayı paylaştığımız için çok yalnız kalamam ve kaldığım zaman da günlük falan yazmak isterim, eşyalarımı düzeltmek isterim. Ama nedense bilgisayarın başından kalkamam. Şu anda da kalkamıyorum. Halbuki yapmak istediğim çok şey var.


Öncelikle dolaplarımı ve masamı düzeltmek, artık kullanmadığım şeyleri atmak istiyorum. Bazı defterlerdeki gereksiz notlarla dolu sayfaları koparmak ve bu sene için yepyeni defterler haline getirmek istiyorum. Çalışma masamı düzeltmek ve Paris'den aldığım kalemlerimi kalemliğime yerleştirmek istiyorum. Günlük yazmak ve yeni yıl planları yapmak istiyorum. Sonra da bu sene yapılacaklar listesini hazırlamak istiyorum. He bir de yemek tarifi defteri hazırlamak istiyorum. Ocak ayında 23 yaşım bitiyor ve ben hiç sulu yemek yapmıyorum. Sevdiceğe nasıl yemek yapacağım evlenince değil mi? Ne kadar bu cümleyi yazarken benim de feminist damarlarım kabarmış olsa da sevgilime yemek yapmak benim için zevk. Yani kadının görevi olarak gördüğümden değil kesinlikle. Zaten İstanbul benden daha iyi yemek yaptığı için o konuda sorun yaşayacağımızı sanmıyorum. :))

Bunlar dışında iş hayatımla ilgili de planlar yapmalıyım. Ne istediğime karar vermeliyim. Şu an stajımın bitmesine bir ay kaldığını varsayarsak, bir ay sonra ruhsat bekleyen avukat modunda olacağım ve iş aramaya başlayacağım. Ne kadar "avukatlar resmi olarak uzmanlık seçmez ve her türlü davaya bakarlar" gibi bir sistem varolsa da, aslında biz alan seçmek zorundayız. Ceza hukukunda mı, özel hukukta mı, idare hukukunda mı çalışmak istediğimize karar vermek zorundayız. Aslında buna karar vermeye bizi baro zorlamıyor. Hayat zorluyor. Seçersek ve o konuda uzmanlaşırsak daha çok para kazanıyoruz...

Ahh ah. Ne hayallerimi gömdüm bir bilseniz. Hatta o kadar gömdüm ki artık hayalim bile değiller sanırım. Ceza avukatı olmak, sadece kadın ve çocukların mağdur oldukları davalara bakmak, asla ticaret hukuku yapmamak, yapsam bile şirket avukatı olmamak... Gerçi hala banka avukatı olmaya karşıyım ama eminim o da değişir. Neyi yapmam dediysem, neyi kınadıysam hayat onu altın tepside sundu önüme. Bana yaşamaktan başka bir seçenek bırakmadı. Önce kadın olduğum ve duygusal olduğum için ceza avukatlığı yapamayacağımı söylediler. En başta inanmadım ama işin içine girince ben de hafiften uzaklaştım. Sonra kadın ve çocukların mağdur olduğu davalara bakarak hiç para kazanamayacağımı fark ettim ve hedefimi hem para kazandıran davalara bakan hem de mağdurların davalarına bakan avukat olma yönünde değiştirdim. Sonra para kazanmak için ticaret hukukunu bilmek zorunda olduğumu fark ettim. Stajyerken köle gibi çalıştırıldıktan sonra İstanbul şehrinden de, toplu taşımadan da, insanlardan da nefret ettim. 

"Girerim bir şirketin hukuk departmanına masa başı işimi yaparım bu kadar pisliği çekmeden" diye düşündüm. Sonra ağzımdan banka avukatlığı lafı çıktı.

"Dur kızım" dedim, "Ne yapıyorsun sen? İdeallerin nerede?" Sonra içimdeki, sevdiği adamla dünyayı gezmek isteyen, çocuklarının benim yaşadıklarımı yaşamasını istemeyen, ailesine maddi manevi rahat bir hayat sunmak isteyen Moira'nın paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen bir ses yükseldi. 

"O isteklerin yüzünden ideallerini gömmüştün ya Moira?" dedi. "Artık yeni ideallerin var" dedi. Sonra diğer Moira başladı.

 "Hani çok ünlü bir avukat olmak istiyordun? Tecavüz kurbanı kadın ve çocukların haklarına insan hakları mahkemesine kadar savunan, mağdurun yanında olan avukat olacaktın?" dedi. İkisini de susturdum. 

"Nasıl olacağım ki?" dedim. Şu an hangi noktada mıyım? 

Ben çok başarılı olacağım ve para kazanacağım bir alan bulmak, o alanda yüksek lisans yapmak, ingilizcemi geliştirmek ve başarılı olmak zorundayım. Hem kendi hayatımda mutlu olmak, hem de mağdur insanlara yardım etmek için başarılı olmam şart. Bunları nasıl yapacağımla ilgili yavaş yavaş yolumu çiziyorum. Hala belirsizliklerim var tabi ki. Ama şu listelerimi yazmaya başlasam belki onlar da belirginleşir.

Bu arada yapmak istediklerimin arasına yeni bir alan daha katıldı. Din. Dini öğrenmek istiyorum. Her dini. Ama en başta kendi dinimi. İnancım ve Allah'la olan muhabbetim her zaman güçlü olsa da hiç Kuran'ı okuyamadım. Evet başladım, ama Bakara suresini geçemedim. Neden? Çünkü Kuran bize dini öğreten bir kitap ama biz o kitaptan korkarak büyüdük. Yeminlerimiz bile Kuran'ın bizi çarpmasıyla ilgili. İnsanın gusül abdesti alması ve usturuplu giyinerek Kuran'ı okuması benim için yeterliydi. Ama bazıları kitaba dokunmak için bile namaz abdesti almam ve kapanmam gerektiğini o kadar empoze etmişler ki beynime, kitaba abdestli olsam bile ojeyle dokunamıyorum korkudan. İslam gerçekten müslümanlardan öğrenilmesi gereken bir şey değil bence.

Bakalım geçtiğimiz sene neleri başarmışım, bu sene neleri başarmak istiyorum...

21 yorum:

  1. Kuran'ın türkçesini okumaya başlayacaksan iki farklı sistemden birini seçebilirsin. Ben ilk önce olduğu gibi başladım. Ve senin gibi Bakara'yı geçemedim. Sonra aklıma nüzul sırasına göre okumak geldi. Sonuçta belirli bir sistemle indiğini, adım adım ilerlediğini hatırladım. Ben nüzul sırasını takip ederek daha rahat ilerliyorum. İlk önce ruhsal, düşünce yapısı olarak temellendiriyor ve öyle ilerliyor. Ama başka biri kitabın baştan sona halinden daha iyi ilerlediğini söyledi. Galiba o da kişinin anlama şekline bağlı.
    Aklında bulunsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saydam, önerin için çoook teşekkür ederim ilk defa duydum nüzul sırasını. Çok haklısın aslında belirli bir sıraya göre indiriliyor o sıraya göre okumak daha rahat ilerlemeyi sağlayabilir, bunu kesinlikle deneyeceğim çok teşekkürler.

      Sil
  2. Lisede başladım ben bunu ufak ufak düşünmeye. Şunu şunu istiyorum ama o meslek riskli en iyisi şunu yapayım dedim kendime bir süre sonra sempati besledim ve okudum o bölümü. Şimdi mezunum ama mesleği yapmaya elim gitmiyor bir türlü ve tekrar sınava girip başka bir bölüm okumayı düşünüyorum. Bazen idealler cidden gömülüyor. Okurken yapılan her ödev projesinde "var olan ağaçların yerini bile değiştirmeden tasarımımı yapıcam" diyordum ama bitirme projemde neler yaptığıma sonradan bakınca "cha sen ne yaptın böyle, içine siniyor mu bu" dedim. Günlerce uyumadan çalıştım ben o projeye ama sonuçta hocamın istediği şeyi yaptım, kendi ideallerimi hiçe saydığım bir proje sundum. Jürinin önünde bile yaptıklarımı savunurken içim içimi yedi. Odadan çıktığımda oh bitti dedim mezun oluyorum ama kendimden bir şey kalmadan oluyorum dedim. İnsan ister istemez değişiyor işte. Yapmam/etmem, öyle bir şey olmayacak dediklerimiz bir bir oluyor bunu da iş işten geçtikten sonra görüyoruz. Ceza hukukunda ilerletsen bile kendini bir arkaya sahip olman lazım onun için yoksa istediğin noktaya gelemiyorsun :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin yaşadığın da tam anlatmak istediğim şey işte. Sen bilsen ki ağaçları koruyarak proje yapmak isteyen hocalarımız var, devletimiz var, zaten yaparsın. Keşke senin gibi insanlar yetiştirseler de o ağaçlar kesilmeden yeni şeyler yapabilseler ama nerde... Bir ülkeyi geliştirmek istiyorsak en başta eğitimle başlamamız lazım. Projeleri yapan öğrencilere ağaçları kesmeden nasıl yapardınız diye sormamız lazım. Ama hepimizi tek tip yetiştirmeye çalışıyorlar.

      Sil
  3. Kendini suçlama. O insanlara paramız olmadan ve başarılı olmadan yardım edemeyiz. Zor yani.
    Adliyede tecavüz davalarında filan nasıl sinirleniyordum o sanıklara filan. Hele sanık avukatlarına.
    Orda bir özgüven geliyor, diyorsun ben ceza avukatı olacağım savunacağım kurtaracağım da fasfis.
    Ama işte şu durumda önce kendimizi kurtarmamız lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lilyyy aynen öyle. Bir davada mağdur kız rehabilitasyona gönderilmişti tecavüzden sonra. Şerefsiz sanık avukatı da zaten psikolojisi bozuktu önceden de evden kaçmış demesin mi?? O an ne yapacağımı şaşırdım ama avukata saldıracak halimiz yok...
      Dediğin gibi, önce kendimizi kurtarmamız gerek çünkü kimse bizi kurtarmayacak maalesef.

      Sil
  4. Din konusunda bir dönem ben de aynı şeyleri yaşamıştım, sonra Ahmet Hulusi'nin kitaplarına yöneldim, az çok bana yardımcı olmuştu, araştır derim :) bölüm konusunda da inşallah en doğrusunu en rahat edeceğini seçebilirsin, ideallerinden vazgeçmeden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah çok teşekkür ederim. :)
      Bilmez miyim Ahmet Hulusi'yi. Annemde o kadar çok kitabı var ki :) Haklısın o kitapları okumaya başlasam çok iyi olur :)

      Sil
    2. Biliyorsan uyarmama gerek yok, dikkatli okuman icin :) yanlış anlaşılabiliyor bazen ve agır gelmişti bana, önce anlayamamıştim :) O zaman her şey güzel olur inşallah, sevgiler :)

      Sil
    3. Ya evet o tarz kitaplar biraz yanlış anlaşılabiliyor :)) Aslında yine de uyarman iyi oldu, dikkatli okuyacağm :)

      Sil
    4. Bir şey söyleyeceğim kızlar , Ahmet Hulisi okumadan önce biraz hakkında okuyun derim...
      Çünkü bir kaç yıl önce iş yerime gelmişti bir dağıtıcı ve Ahmet Hulisi'nin Kuran Meali , Zikir Kitabı vs. bize ücretsiz vermişti...
      Ben de çok meraklıyım tabi aldım o gece okumaya başladım ama kitabın başında daha Besmele'nin meali için , Tanrı Yoktur sadece Allah vardır ' yazıyordu...!
      Besmelenin böyle bir anlamı yoktur ki diye araştırdım kendisini , kitaplarını ve misyonunun tahmin ettiğim gibi Adnan Oktar'dan farkı olmadığını anlayınca bıraktım kitapları bir kenara...
      Elmalılı Hamdi Yazır 'ın kitapları tüm alimlerce kabul edildiği için ve sağlam bir kaynak olduğu için tavsiye ederim...

      Sil
    5. Uyarın için çook teşekkürler :) Bizdeki Kuran tesfiri de Elmalılı Hamdi Yazır'ın. Annem de hep onu tercih ediyor, baya da araştırıyor bu konuları. Ahmet Hulusi'yi Adı Aşk Olsun'un dediği gibi dikkatli okumak gerekiyor. Annem dinle hiç ilgisi yokken onun kitaplarıyla başlamış öğrenmeye ve benim Allah'ı bu kadar sevmemin, özel bir bağ kurmamın sebebi de annemdir. Ben de o yüzden güvendim onun kitaplarına.

      Senin dediğin gibi yorumlayan kişiler de var. Hatta sadece onun kitaplarını okusam ateist olurdum diyen bile gördüm. Baya farklı bir açıdan yaklaşıyormuş sanırım. Ama kendim okumadığım için yorum yapamayacağım. Ama madem öyle diyorsun aşırı bir dikkatle okuyacağım :))

      Sil
  5. Moria , değişiyoruz evet ve yeni idealler , yeni düzenler giriyor hayatımıza ...
    İş ile ilgili hedeflerini çok gerçekçi buldum ve eminim başarılı olacaksın...
    Sevgiliyle gezme olayını da ben de yapmak istiyorum bu yıl mutlaka , tek bir farkla ben eşimle yapacağım inş.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa ne güzel :)) İnşallah eşinle mutlu mutlu gezersin. Ben de eşim diyebilsem ne güzel olur haha :P

      Sil
    2. İnan bana her dönemin keyfini çıkarabilmek daha iyi Moria , insan 8 senelik evli olunca sevgili olduğu zamanları çok özlüyor :)) Tadını çıkar..

      Sil
    3. Ya herkes öyle söylüyor. Aynı evde kalınca sevgililik özleniyormuş :) Sevgiliyken de insan özeniyor işte :)

      Sil
    4. :)) İnsan psikolojisi işte .
      Elimizdekileri hiç gözümüz görmez , hep olmayana özlem duyarız :)

      Sil
  6. Kurbanı savunman için iyi para kazanman lazım. Suçlu üzerinden kazanmak ne yazık ki daha kolay. Ya da durduğum yerden bana öyle gözüküyor. eğer yapmak istiyorsan gerçekten istediğin kadar geciktir yaparsın. Kaldı ki masa başı avukatı bile olsan engel olmaz senin insanlara yardım etmene. Sanırım yani. :D İzin vermezler mi bu gibi durumlarda. Olmadı şu beş yıl herşeyi yoluna koysan sonra yapmak istediklerini yapsan olmaz mı? Şu var para kazanmak zorundayız. Senin durumunuda biliyorum. Aileden yardımda almıyorsun. O yüzden ilk önce bol parakazanacağın bir iş bulman gerekecek.
    Liste kızı seni. Ya ben yapamıyorum. Daha doğrusu yıllardır aynı liste tek çizik yok :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yoo çok haklısın suçluyu savununca çok daha fazla kazanıyorsun :D Masa başı avukatı olunca sorun şu oluyor. İşçi avukatlık söz konusu artık. Sen bir şirketin hukuk departmanındaysan artık işçisin, hukukçu değilsin, kendi müvekkillerin olamaz. Mesai süresince asla kendi işlerinle meşgul olamazsın... Ama beş yıl planını çok sevdim canımcımm çok teşekkürler :D 5 yıllık mesleki plan yapayım o vakit ben :D
      Aynen öyle canım yardım almıyorum, para para para yani....
      Hahahha liste kızı :D Yani aslında çoğu insana sıkıcı geliyor. :)

      Sil
  7. Bence hayalindeki alandan ilerle şimdiden kendine inanamıyorsan zamanla daha da hayallerinden uzaklaşırsın ve ileri çok para kazansan bile manevi olarak tatmin etmez.

    YanıtlaSil
  8. Haklısın tabii.. Ben de o açıdan arada kaldım zaten. Ama insan bir noktada seçim yapmak durumunda kalıyor. Önce para kazanırsam diğerini biraz erteleyerek de olsa yaparım diye düşündüm..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...