26 Mayıs 2016 Perşembe

Mutlu Son?

Hayat devam ediyor. Elbette anksiyete ve düşünce bozukluklarıyla... Aslında çoğu anksiyete ataklarını aşabiliyorum. Sevdiklerimin ölümüne ilişkin kafamda beliren senaryolar, hata yapma korkum, herhangi bir şey için kendime ettiğim işkenceler... Bunlar azaldı. Aslında bunlar kolay oldu. Bana asıl zor gelen başka bir düşünce bozukluğunu yenmek. Küçüklüğümde yaşadığım bir travma yüzünden, olayı yaşarken hissettiğim gerginlik ve suçluluk, bu yaşımda ne zaman gerilsem, korksam ya da suçlu hissetsem önümde beliriyor. Küçükken yaşadığım o basit travma sırasında ne hissettiysem, vücudum ne tepki verdiyse aynı şeyleri hissediyorum ve küçükken nasıl suçluluk duyduysam şimdi de duyuyorum. Bunu psikologumla aşmaya çalıştık, bir yöntem uyguladı ama gerisi senin elinde dedi. Eğer en küçük şeyde kendini suçlarsan bunu hissedebilirsin, önemli olan hissettiğin anı önemsememek. Boşver, o an ne hissettiysen hissettin, kendini sorgulama, suçlama. Suçlarsan takıntı haline gelir. Bu yaşadıkların küçükken yaşadığın şeyin arta kalanları, başka bir sebebi ya da anlamı yok...

İşte ben de şu an umursamamayı öğrenmeye çalışıyorum. Daha önce bu düşünce bozukluğum vardı ve yendim. Şimdi başka bir olay sebebiyle, işe başlamam ve iş ortamında gergin olmam sebebiyle tekrarladı. Ben hayatı buna rağmen çok seviyorum, başka çarem de yok zaten. Biliyorum ki ben kendimi böyle kabul ettiğimde ve oluruna bıraktığımda geçecek. Ah bir yapabilsem. 

 


Dün gece yine ağlayıp Allah'a isyan ettim. Bana bu psikolojik sorunları verip neden yalnız bırakıyorsun dedim. Ama sonra nasıl pişman oldum, nasıl korktum ve üzüldüm anlatamam. Şu an da gerçi biraz isyan modundayım ama daha sakinim. Artık mutluluk diye bir gerçeklik olmadığını, mutluluğun heyecan gibi anlık bir duygu yoğunluğu hissi olduğunu anladım. 25 yıldır kandırmışlar, kandırmışım. 

İş ne iyi ne kötü gidiyor. Bazen geriliyorum. Ama staj yaparken ne kadar yorulduğumu ve ne kadar yoğun çalıştığımı düşünürsek rahat bile sayılabilirim. Şu an adli tatil döneminde izin alabilir miyim diye düşünüyorum sürekli. Temmuz ayında sadece 4.5 aylık kıdemim olacak bir yılını doldurmadın diyebilir. Ama avukatların bir yıl doldurmadan bir haftalık ücretsiz izne çıkma hakları var, onu söylesem ayıp mı olur? Olmadı 9 güne uzatacaklarını düşündüğüm ramazan bayramında mı gitsem? Nasıl soracağım ya bu işlerde hiç iyi değilim.

Geçtiğimiz hafta bir müvekkil adayıyla görüştüm. Kendisine boşanma davası için dilekçe ve protokol hazırlayacağım ama adamdan ücretimi isteyemedin bir türlü. Tekrar arayıp söyledim zar zor ama ellerim nasıl titriyor görmeniz lazım. Ben neden böyleyim ya insan hakkını isterken bu kadar zorlanmamalı. Neyse bir önemi yok ki zaten bütün bunların.

Bazen ancak ölünce geçecekmiş gibi hissediyorum. Ama İstanbul benim mutlu olmamı çok istiyor, ben de onun. Onu çok seviyorum, onunla yaşamak ve keşfetmek istediğim çok şey var. Ben de hayatımı İstanbul'u mutlu etmeye, onunla mutlu olmaya adadım, hem anlam kazanmış olur. Belki onu mutlu ederken yanlışlıkla ben de mutlu olurum. Mutluluğun gerçek bir şey olduğunu anlarım falan mutlu son.

6 yorum:

  1. Ben doktor kadar bilemem ama bence de olay senin elinde.Çok zor geliyordur belki umursamamak ama onu yapabilirsen çok iyi olur.Bir de hep sevdiklerini yakınında tut ya da bir şeyle uğraş ki aklına o tarz düşünceler gelmesin.Umarım tamamen ikisi de en kısa zaman geçer,gider.

    YanıtlaSil
  2. Ara sıra bazı bazı dibe vuruyor insan ... Bir an önce minik mutluluklardan taçlar yapıp yürek dolusu gülümsemeni diliyorum ...
    Tatil için de eğer bir tatil yöresine gitme planın varsa bence bayramı katma boşuna fiyat farkı ödeme derim ben , mesleğim gereği ;)
    Sevgiyle , umutla ve huzurla kal

    YanıtlaSil
  3. Hayatta her şey gelip geçici komşum bugün mutluysan yarın hüzünlü öbür gün gene mutlu ha bazen bazı hissiyatlar uzun süre devam ediyor ama eminim onlar da bir süre sonra yerini başka duygulara bırakacaklardır :)

    O yüzden dibi vurduğunu düşündüğün anlarda bile vazgeçme ki sende vazgeçecek göz yok bence :D

    YanıtlaSil
  4. işine alıştıkça daha rahat edersin.Zaten görüşe görüşe artık hakkını çat çat başta isteyiverirsin.

    umarım tüm sorunlarını aşarsın.Galiba ne olursa olsun çözüm hep kendi ellerimizde.
    Bu arada şurada 2016 hedeflerini gördümde ; mutlaka o platese başla.En azından amatörce başla.Tamam başlarda bir Ebru Şallı performansı gösteremesende orada ilerlediğini çok rahat anlıyorsun bir süre sonra.

    YanıtlaSil
  5. Benimde 2 yeğenim avukat serbest çalışıyorlar bir sağlıkçı ve büyüğün olarak kabul edersen önerim sahip oldukların la mutlu ol . Kötü düşünce ile olumsuzlukları çağırma her zaman mutlu olayların hayalini kur izin almak istersen 7 gün rapor 10 yasal iznin ilk çalışanda olsan senin yasal hakkındır her şey istediğin gibi olsun.

    YanıtlaSil
  6. Bilmiyorum, amacı mutlu olmak olan bir insanım. Arkadaşlarımın amaçları tıp kazanmak, psikolog olmak vs fakat bana sorduklarında şunu yapmak istiyorum benim amacım bu diyemiyorum ben mutlu olmayı hedefliyorum ve bunun için çabalamıyorum anı yaşamak zaten beni mutlu ediyor. Kötü bir şey mi oldu? Bunun zaten olması gereken o şey olduğunu düşünüyorum. Hani dizilerde olur ya ana karakterimizin başına çok kötü bir şey gelir ve bu kötü şey sayesinde dizinin sonunda birçok iyi olay gerçekleşir. İşte benim yaşadığım kötü şeylerde o iyi şeyin olması için gerekli. Yani ben öyle düşünüyorum, belki sen de öyle düşünsen?

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...