24 Eylül 2016 Cumartesi

Biraz Saygı, Biraz Sevgi...

Bir sene çalışıp 1 haftasında tatil yapmaktan ibaret olan hayatımızda çok şükür ki dini bayramlarımız var da benim gibi sert patronu olan insanlar da tatile gidebiliyor. Adli tatil döneminde pek fazla iş olmadığını bilen 40 yıllık avukat olan patronum bana işler yoğun diyerek izin vermedi. Ve ben bütün adli tatil dönemi boyunca ofiste dizi izledim, oyun oynadım... Tabi ki arada iş oldu ama her gün oyun oynama fırsatım da oluyordu. Sonuç olarak aslında tatile gidebilirdim. Çok şükür ki Kurban Bayramı tatili vardı. Sevgilimle belki patronum izin verir umuduyla uçak biletlerini bayram dönemine almamıştık. Çünkü her yer inanılmaz pahalıydı. Tam tatile gitmekten vazgeçmiştik ki, Viyana yardımımıza yetişti. Hem uçak biletleri ucuzdu, hem de otelleri. Avusturya ile şu havaalanında yayınladıkları yazı yüzünden aramız kötü olsa da, ülkede darbe olsa ve yurtdışına çıkışlarda sorun yaşansa da, biz vizemizi almayı başarıp doooğru Viyana'ya gittik. 5 gün kalıp şehrin altını üstüne getirip döndük. Gidenler hep turla üç beş yer dolaşıyor ama biz hiç öyle yapmıyoruz. Birilerine bağlı olarak kalabalık bir grupla gezmeyi ya da bir şehrin yemeklerini, kültürünü yeterince tanıyamadan 2 gün içinde ayrılmayı sevmiyoruz. Geçen sene Paris'te yaptığımız gibi Viyana'nın da en ünlü yerlerini gezip, sarayının içine girip, en ünlü kafelerine gidip, hayvanat bahçesinden çıktık. İstanbul'la baş başa 6 gün geçirmek çok iyi geldi. Baya da eğlendik. İnanılmaz fazla Türk vardı. Hatta Avusturyalıdan çok Türk gördük. Geçen senenin de bu senenin de tatil yazılarını gideceklere yardımcı olması için yazmak istiyorum aslında. İnşallah zaman bulurum.


Cuma günü tatilden döndükten sonra işe başlamadan önce dinlenmek için 2 gün vaktim olacaktı. Ama Berlin 22 Ekim'de evleneceğinden ona gelinlik bakmak için söz vermiştim. Bütün cumartesi Fatih'teki gelinlikçileri dolaştık. Çok güzel gelinlikler de vardı ama genel olarak biraz kalitesizdi. Zaten boşu boşuna dolaşmışız çünkü Berlin pazar günü damat beyle çıkıp kendi istediği model yerine onun istediği modeli almış. Ve aldığı modelden cumartesi günü bir tane bile denememişti. Neyse, olan benim cumartesi günüme oldu sonuç olarak.

İş bu sıralar iyi gidiyor çünkü yoğun. Ben çalışmayı boş oturmaktan daha çok seviyorum çünkü en azından zaman geçiyor. Bir de psikolojik yönü var tabi ki. Beni tanıyanlar artık biliyor yaşadığım psikolojik problemleri. Boş oturmak insana daha çok düşünecek zaman veriyor ve bu pek iyi olmuyor benim gibi anksiyetesi olan insanlar için. Anksiyete demişken... En son yazdığım yazının altına bir izleyicim öyle bir yorum bırakmış ki... O yorumdan sonra bir hafta anksiyete krizleri geçirdim biliyor musunuz... Sürekli olarak çok kötü rüyalar görüp ağlayarak uyandım. Çok şükür bol bol dua ettim ve kendimi daha iyi hissettim. Şu anda da iyiyim. Ama psikolojik rahatsızlığı olan insanlara yorum yazarken bu kadar düşüncesiz olmayı ben gerçekten anlayamıyorum. Ancak kötü niyetle açıklayabiliyorum. Kendisine gereken cevabı verdim ama tekrar o şekilde bir yorum gelirse direk engelleyeceğim. Rica ediyorum biraz daha hassas olalım birbirimize karşı.

Cidden Allah insanlara taşıyamayacağı şeyi vermiyor.  Ben mesela tanınmış biri olsaydım, ne bileyim ünlü olsaydım ya da youtube kanalım olsaydı kaldıramazdım. Herkesin dediği her şeyi o kadar umursardım o kadar takardım ki hayatı kendime de etrafımdaki herkese de zehir ederdim. Tanınmış insanlar nasıl kaldırabiliyor o kadar kötü eleştiriyi? Mesela bloggerlara bakarsak, Görkem Karman. Kendisini çok severim. Bazen çok fazla konuşuyor evet ama olsun onun tavsiyeleri her zaman iyi sonuç verir. Bir ürün alacağım zaman ilk onun yorumuna bakarım. Kendisine gelen kötü eleştirileri tahmin edemezsiniz. Dış görünüşüne bazen o kadar kötü yorumlar yapıyorlar ki... Kızcağız neredeyse dudak dolgusu yaptıracakmış kötü eleştiriler yüzünden. Duygu Özaslan da çok kötü eleştirilere maruz kalıyor mesela. Hem kendisinin yeterince samimi olmadığını düşünenler var hem de sevgilisine inanılmaz kötü şeyler söyleyenler, yakıştırmayanlar var. Yani olabilir, bunları düşünebilirsiniz ama söylememelisiniz. Söylemeye hakkımız yok. "Nasıl yok, yorum kısmı açık" demeyeceğiz. O zaman günlük hayatımızda da herkesin ağzı açık kimseninkini torba gibi büzemiyoruz ama biri size hakaret edince hemen kızıyorsunuz değil mi?

Demem o ki, insanlara yorum yaparken biraz dikkatli olalım. Ben şu ana kadar her zaman karşımdaki kırılır mı diye düşündüm. Zor durumda olduğunu düşündüğüm biri varsa elimden geldiğince bildiğim bir konuysa tavsiyede bulunmaya çalıştım. Herkes böyle yapsın. Birine kötü yorum yazınca siz iyi olmuyorsunuz. İnsanlar kendilerini değiştiremezler. Ben de isterdim çok daha iyi olmayı, bu kadar psikolojik probleme sahip olamamayı...Ne bileyim Görkem daha kalın dudak isterdi belki, Duygu kendisine ve sevgilisine saygı duyulmasını isterdi. Ama durum bu. Kendimizle, seçimlerimizle, diğer insanlarla ve onların seçimleriyle yaşamaya alışmak zorundayız. Eğer alışmazsak, kırılmaya da hazırlıklı olalım.

Saygı ve sevgi dolu günler dilerim hepinize...






8 yorum:

  1. Ay ne güzel tatil yapmışsınız ayaküstü filan ama çokta şahane yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya evet güzeldi :)) zaten koca sene içinde bana tek bu tatiller çok iyi geliyor bütün sene onu bekliyorum :D

      Sil
  2. Tatilin cidden iyi olmuş senin için biraz kendine gelmişsindir :) Yalnız Berlin'in kendi isteğinden çok sevgilisinin isteğini ön planda tutması da bir ilginçmiş. Bir kere giymeyi planladığı bir şeyi bari kendisi seçseydi :)
    Düşüncesiz insanları ben de anlamıyorum. Söyledikleri, düşündükleri hakkında pek düşünmüyor ya da kafama takmıyorum ama bir noktadan sonra hakaretleri insan sineye çekemiyor. Benim blogumda yorumların onay istemesindeki tek sebep o hatta. Anonim olarak gelen sadece saldırma ve hakaret odaklı yorumları seçmek ve kendimi rahat hissettiğim yegane ortamdan uzak tutmak. Hayır yani o yorumu yazan kişi bizleri tanımıyor bile neye göre bir yargılamada bulunuyorlar anlamıyorum. Çok merak ediyorum, onlar kendilerini ne sanıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cha, valla çok iyi geldi insan en azından biraz umutlanıyor hayatından :) ya çok güzel giden bir ilişkide sevgilini ön planda tutmayı anlarım da kendisinin bi kere bile denemediği bir modeli almak biraz fazla sanki.. Şimdi kınamak da istemiyorum ;)) ben de onay bölümünü o yüzden açtım çünkü bazen o kadar saçma şeyler yazıyorlar ki.. Ben de anlamıyorum kötü yorum yapınca kendi hayatları daha mı iyi oluyor..

      Sil
  3. tatil hemde viyana ya pasaportum yatıyor darbe yüzünden biletlerim yandı. Tamda sonunda sınırdan kafamı çıkartacağım demiştim ne yalan söyleyeyim kıskandım ama sevindimde. Hem ne var izin verse. Sinir oluyorum patronların bu huyuna. Zamanımızı çalıyor resmen.
    Ya o insanlar hakaret ediyor yorum yapmıyor bence. Bir insanın dış görünüşü hakkında kötü eleştiri yapılmaz ki. Öyle yaratılmışsın ve dış görünüşümüzü değiştirmek estetik yaptırmak zorunda değiliz ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lady, yaa biletinin yanmasına gerçekten çok üzüldüm çok kötü bir durum :( inşallah en kısa zamanda sen de çok güzel bir tatil yaparsın canım.
      Patronlar para veriyor diye bizim mesai saatimizi ve emeğimizi değil de direk bizi ve bütün zamanımızı satın aldıklarını sanıyorlar hep ondan oluyor.
      Yani değil mii? Birileri bizi beğenmeyecek diye endişelenmekle mi geçsin hayatımız? Sanki kötü yorum yapınca güzelleşiyorlar da.

      Sil
  4. Tipik Türk patronu işte. Akşam döşeğimi getirip, şu köşede yatayım desen yok yatma demez. Malesef çok var bunlardan çoook... :/

    Biz de turla gidip onyüz insana tabi olmaktan hiç hoşlanmıyoruz. Ama daha önce bunu bizden başka kimseden de duymamıştım. Ne güzel bize benzeyen birilerini daha görmek. :) O halde bi sonraki tatile birlikte çıkalım, birbirimize tabi olalım. :D :D Şaka yaw! ;)

    Sevgiler... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa aynen öyle valla ofiste kalıcam desem okey der. Hatta ofisten biri toplantı odasında uyumuş bi kere :D
      Valla ben de bizden başka duymamıştım haha :D

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...