22 Aralık 2018 Cumartesi

Koca Bir Adım

Ekim,2018

Nasıl bir gün geçirdiğimi anlatayım.

Sivrisinekler yüzünden uyuyamadığım bir gecenin sabahında saat 7’de kalkmam gerekiyordu. Her sabah gibi. Ertelemelerle 7.15’te kalktım. 8’de evden çıkıp metroyla Gayrettepe’ye gittim. Zorlu alt geçidinden yürüyüp metrobüs durağına gittim. Metrobüsle Florya’ya gittikten sonra, oradan Küçükçekmece Adliyesi’ne kadar 10 dk yürüdüm. Duruşmama girip mağdur kadın müvekkilimiz için koruma talebimi mahkeme kalemine verdikten sonra, başka bir mahkeme kalemine gidip başka bir mağdur kadın müvekkilimizin koruma kararının neden çıkmadığını sordum. Hakim daha kararı onaylamadı dediler.

Kantine gidip karışık tost ve çay aldım. Sonra 10 dk metrobüs durağına geri yürüdüm. Yürürken Pragla konuşuyordum. Arkamdan bir kadın durdurup “Avukat mısınız?” dedi. “Evet” dedim. “Bir şey soracaktım da” dedi. “Müsait değilim telefondayım, kusura bakmayın” dedim. “Ben bir kıyafet dikip, bir kanal tedavisi yapıp, bir meyve satıp müşterilerime somut bir şey veren bir meslek sahibi değilim ki, tek sermayem bilgim, yolda durdurup bedavaya danışmanlık alırsanız avukatlar karnını nasıl doyuracak?” diyemedim. “Herkes çok para kazanıyoruz sanıyor, borçlarını ödeyemediği için intihar eden avukatı duydunuz mu? Sizin gibiler yüzünden.” diyemedim. Pragla konuşmaya devam ettim, metrobüse bindim. -sizlerden aşırdığım paralarla o kadar zenginim ki lüks metrobüslerle yolculuk ediyorum.- Neyse ki bir yerden sonra, koltuğa daha yakın olduğu halde centilmenlik yapıp oturmayan erkekler saolsun, oturabildim. Yolda yüksek lisans hocamın bu akşamki ders için gönderdiği yargıtay kararını okumaya çalıştım giderken de gelirken de. Mecidiyeköy’de indikten sonra metrobüsün içindeki çorapçıdan her zamanki gibi çorap aldım. Aşırı yumuşak, ucuz ve kaliteli kısa çoraplar satan bir adam var. Sonra ofise yürüdüm. Çikolata alıp ofise gittim. Çalıştım, 17.30’da çıktım.

                     



Metroyla bir durak, minibüsle 15 dk, otobüsle de 3 durak -toplamda 45 dk- gittikten sonra sonunda okula vardım. Bir kahve, bir şişe de su aldıktan sonra derse girdim. Dersten sonra neyse ki Taksim otobüsü geldi de aktarma yapmadan Taksim’e geçip, oradan 10 dk içinde eve geçebildim.

Bütün haftam böyle geçerken, bir sürü duruşma için bir sürü dosya taşırken, evrak çantam bir yanda kol çantam bir yanda kendime ne kadar işkence ettiğimi dahi fark etmemişim. Cuma günü geldiğinde omuzlarım ile kürek kemiklerim arasındaki bölgeye sopayla vurulmuş gibi ağrı başladığını fark ettim.

Tabi gerçekten de dayak yemişe dönmeme sebep olan bir iki şey olmadı değil...

Bugün

Yukarıdaki yazıyı biraz sinirimi atmak biraz da blogda yayınlamak üzere yolda giderken yazmış olsam da zamansızlıktan düzenleyip yayınlayamadım. Biraz zamansızlık biraz da bilgisayarsızlık. Yazıyı yazmamdan yaklaşık 1 hafta sonra yine Küçükçekmece Adliyesi’nden dönerken telefonum çaldı. CV gönderdiğim şirketlerden biri arıyordu. Telefonda eğitimim ve deneyimimle ilgili birkaç şey sorduktan sonra beni iş görüşmesine çağırdı. Birkaç gün sonra iş çıkışı.  görüşmeye gittim. Normalde iş görüşmelerini hep sabah saatlerinde yaptıklarından ofise yalan söyleyip izin almak zorunda kalırdım ama bu sefer öyle olmadı. Şirketin hukuk müşaviri iş çıkışında gidebileceğimi söyledi. Görüşme oldukça uzun ama iyi geçti. Burada İstanbul’un çok yardımı olduğunu söylemem gerekiyor çünkü kendisi şirket avukatı olduğundan neler sorulabileceği ile ilgili beni o kadar iyi çalıştırdı ki adam direk o soruları sordu ve benim o kadar hazırlıklı olmama çok şaşırdı.

Ben hazırlıklı olmam sayesinde, çok daha iyi bir CV’ye sahip adaylar arasından sıyrıldım. Adam tam 6 gün sonra ben umudumu kaybetmişken aradı ve işe alındığımı söyledi. Aşırı mutlu olmamın yanı sıra biraz da kalbim eziliyordu çünkü ofisimi inanılmaz seviyordum. O zaman neden ayrılıyorsun derseniz sebebini yukarıdaki yazıdan anlayabilirsiniz. Sürekli uzak adliyelere gönderilmem dışında bir de her gün aynı şeyleri yaptığımızdan hiçbir şey öğrenmiyordum, kariyerim ilerlemiyordu. Ayrılmak zorundaydım yani. İşverenim ve arkadaşlarımla zar zor konuştuktan ve ayrıldığımı açıkladıktan sonra her şey hem zor hem de çok kolaydı. Bir yandan beni yeni işim için tebrik ederek ve pasta keserek uğurlayan güler yüzlü patronum ve arkadaşlarım, sürekli ağlayan ben, bir yandan da yep yeni bir iş alanını öğrenecek olmamın, neredeyse sıfır tecrübeyle hiç tanımadığım bir ortama girecek olmamın verdiği korku. Ama aynı zamanda kariyerimde büyük bir değişiklik yapıyor olmanın verdiği heyecan ve mutluluk.

Mesleğe başlarken “Asla şirket avukatı olmayacağım.” dediğimi hatırlıyorum. Zaten sırf bu cümleyi kurduğum için, sırf büyük konuştuğum için dahi başıma geleceğini biliyordum. Ama aslında şu an anlıyorum ki çok aptalmışım.

Eğer kendi ofisiniz değilse, ofis avukatlığında hep bir başkasının işini yaptığınızın bilincini taşıyorsunuz, hep emir alıyorsunuz. Ama şirkette, yaptığınız her bir işle her bir sözleşmeyle şirket büyümeye devam ediyor gibi hissediyorsunuz ve kendi işiniz gibi oluyor. Çalıştığım şirket, aslında bir holdingin enerji şirketi ve güneş enerjisi üretiyor. Bu da gerçekten baya mutlu ediyor beni çünkü güzel bir amaca hizmet ettiğini düşünüyorum. Uzun lafın kısası, bir aydır yeni bir şeyin içindeyim ve sanırım bundan baya mutluyum.

Ama bu süreçte, psikolojim hiç ama hiiiiçççç mutlu değildi…






8 yorum:

  1. Tebrik ederim, gerçekten çok sevindim yeni başlangıçların için, önüne fırsatlar çıktığı için. Böyle yazınca sevincim çok sönük göründü:)) Çok sevindim be! GO GURRRL GO!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook çok çok teşekkür ederim :)) ben de mutluyum. Önceki yazıma yazdığın yorum gerçekten yazma hevesimi geri getirdi. Çok teşekkürler :))

      Sil
  2. valla ben de okurken ev iş okul ev metro minibüs otobüs ne hayat diyodum yanii. sona iş değişti. hayırlı olsun yeni işin. sevindim. e ama neden piskolojin bozuk kii yaaa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep,

      O kadar yazmışken yayınlamak istedim ekimde yazdığım yazıyı da :))

      Yenilikler bende böyle saçma bir psikolojik sıkıntıya sebep olabiliyor. Sanırım güvenli bölgemden çıkmamdan kaynaklanıyor. Hayat hep böyle, alışmam lazım..

      Sil
  3. takibe aldım ben de beklerim :))

    YanıtlaSil
  4. Yeni işinin senin kariyerinde bir basamak olacağını düşünüyorum. Bir sonraki adım bakalım seni nereye götürecek. Çok tebrikler, başarılar. Öğrenme yaşam boyu devam eden eylemdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyaz Yakalı,

      Çok teşekkür ederim. Ben de merak ediyorum. Artık hayattan beklentilerimi düşürdüm açıkçası :))

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...