Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim canlar. Dün gittiğim aslında ikinci görüşmeydi. İlk görüşmemizi geçen hafta yapmıştık B. hanımla. İstanbul barosunun sitesinde iş ilanını gördüğüm andan beri inanılmaz bir pozitif enerji aldım ve başvurdum. Başvururken annem de yanımdaydı ve içimden şans getirmesini diledim. Besmele çekerek gönderdim Cv'mi. Ertesi gün telefonumda 3 tane cevapsız arama vardı. Önceki gün B. hanımın bürosuyla birlikte birkaç yere daha Cv göndermiştim ama cevapsız aramaları görünce kalbimden tek geçen B. hanımdı. Neden bilmiyorum çok pozitif geldi. En önemli sebep kadın olmasıydı aslında. Cevapsız aramalara geri döndüm, gerçekten de B. hanımın sekreteri arıyordu. Yanımda İstanbul vardı, içimden "lütfen bugün çağırmayın, yarın 12 deseniz ne güzel olur." diyordum ki, telefondaki kız "Yarın 12 uygun mu sizin için?" dedi. Oha, kalbimden geçen her şey oluyor diye düşünerek "Tabii, uygun." dedim. Ertesi gün görüşme saatinden 20 dk önceden oradaydım. Metroyla 20 dk, metrodan indikten sonra 10 dk yürüme mesafesindeydi ve plazalardaydı. Gidene kadar bir sürü iş yeri ve güvenlik görevlisinin önünden geçtim ki bu da baya pozitif benim için. B. hanımla görüşmeye çok pozitif bir şekilde girdim. İnanın kalbimden ne geçiyorsa onu söyledi. Kadın resmen "İstanbul'da çalışmak, hele ki avukatlık kadın için çok zor. Biz de zaten burada kızlar yurdu gibiyiz." dedi. Ben de "Ben de aynen sizin gibi düşünüyorum gerçekten çok zor, özellikle kadınlarla çalışmak istiyorum. Sizi de ofisinizi de çok sevdim." dedim. Baya baya iyi anlaşık. B. hanım "İş kanununda işçinin ne hakkı varsa biz veririz, sigortan da tam maaşın üzerinden yatar, asgariden değil, hakkını alırsın burada." dedi. İçimden "Allah'ım sana geliyorum!" derken, pozitif tavrım da bir o kadar arttı. B. hanım beni çok sevdiğini, görüşünün tamamen olumlu olduğunu, ikinci görüşmeye beni de kesinlikle çağıracağını söyledi. O kadar mutlu çıktım ki anlatamam.
Neden burayı bu kadar istiyorum? Çünkü burada sadece kadınlar çalışıyor. Ben erkeklerle çalışmak istemiyorum. İstanbul'da Beyoğlu'nda büyüdüm ve fazlasıyla temkinli yaşıyorum. İş görüşmelerinde avukatlar tarafından tacize uğrayan çok arkadaşım oldu. Ben de gittiğim bir görüşmede sözle tacize uğradım. O hukuk bürosunun adını da avukatın adını da burada yazacağım, ona özel bir yazı hazırlayacağım. Hatta sizden de repost yapmanızı rica edeceğim. Çünkü rezil olmalarını istiyorum. O hukuk bürosu Google da arandığında, meslektaşlarını bile taciz ettiklerini insanların bilmesini istiyorum. Başka genç avukatlar hayal kırıklığına uğramasın, müvekkiller de sapık avukatlarla çok ahlaklı sanıp anlaşmasınlar...
Fazla muhafazakar ya da dışarı kapalı göründüğümün farkındayım ama yaşadıklarım, gördüklerim beni fazla temkinli hale getirdi. Yavşaklık en tiksindiğim şey. İşte bu yüzden bu büroyu çok istiyorum. Madem bir yerde çalışacağım böyle tatlı bir kadın avukatla çalışmak isterim. Hem residance içinde olduğundan güvenlikli bir bina... Tek endişem B. hanımın eşinin tersliği. Ama dediğim gibi, yavşaklıktansa soğukluğu tercih ederim.:)
***
Annem "Mutlu olmak öğrenilir." demişti. İlk duyduğumda çok saçma gelmişti. İnsan mutlu olur ya da olmaz diye düşünüyordum. Ama öyle değilmiş. Mutlu olduğun insanla, mutlu olduğun ortamda yaşıyor bile olsan, mutlu olduğun bir yerde çalışıyor bile olsan, o mutluluk hissi azalabilir. Bazen hayatımızda gerçekten her şey tam olur ama içten içe o kadar üzgün ve bıkkın oluruz ki şükretmeyi unuturuz. İşte mutlu olma sanatı buradan başlıyor. Sahip olduklarının farkına varmak, şükretmek, gerekirse mutluluk maskesi takmak. İşte bunları yaptığımda birkaç dakika sonra gerçekten mutlu olabiliyorum. Çünkü beynimizi yönlendirebiliriz. Yani en azından kronik mutsuzluğu bir nebze yendim gibi gibi.
Bu ara Prag'la inanılmaz iyi anlaşıyoruz, baya fazla vakit geçiriyoruz. O da pozitif enerjinin gücüne inanan bir insan ve modum düştüğü zaman yükseltebiliyor. Hatta pozitif enerji topları gönderiyor evrene o derece. Metin Hara diye bir yazarın "Yol" diye bir kitabı var, onda varmış o enerji topları. Neyse, artık pozitif düşünen mutlu bir insanım. Sanırım öğreniyorum yavaştan.
Umarım girersin oraya :)
YanıtlaSilKeşke senin ve başka kadınları böyle çekinerek yaşamaya iten nedenler olmasaydı
Keşke... Ama bu nedenler hep var olacak bence, insan varoldukça hiç değişmeyecek bu durum.
SilUmarım beklediğin ve umduğundan da hayırlı , mutlu bir işte huzur içinde çalışırsın...
YanıtlaSilHerşey yolunda gitsin...
didemika,
Silinşallah, çok teşekkür ederim :)) hepimiz için.
Aslında benim de mutlu olmamak için sebebim yok ama içim hep böyle melankolik takılıyor :D
YanıtlaSilUnuttum sanırım mutlu olmayı :/
İnşAllah hakkında hayırlısı olur. Eğer gerçekten B. Hanım doğru kişiyse girersin orada işe her şey gönlünce olsun komşum :)
D.S.K.
SilMutlu olmayı bazen unutuyoruz gerçekten, arada hatırlamak lazım :) Bu arada B. hanım doğru kişi değilmiş anlaşılan...
Umarım aramışlardır. Aralar. Ve senin içinde tahmin ettiğinden de güzel sonuçlanır.
YanıtlaSilAnnen haklı. Mutlu olmayı öğrenmek lazım. Hayatım çok normal değil. Stresi çoğu zamanda dışardan gelen çöken hüznü çok. Ama canım bile sıkılsa kafamı kaldırıp gökyüzüne bakıp bile mutlu olmaya çalışıyorum. Kötü olumsuz herşeyi küçük mutluluklarla örtüyorum. Belki bu hüzünleri görmek acıları küçümsemek ama üzüntüde mutlulukta geçerken üzüntüye olması gerekenden fazla zaman ağlamak giden zamanıma haksızlık.
Lady'm çoook haklısın. Bu blogun bana kazandırdığı en güzel şeyler sizlerle kurduğum arkadaşlık, ama çoook güzel olan bir şey daha var. Hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz belli dönemlerde, aynı yollardan geçiyoruz. Yalnız değiliz aslında. Hepimiz bazen mutlu olmak için gökyüzüne bakıyoruz...
SilUmarım dilediğin gibi olur, hakkında hayırlısını diliyorum :)
YanıtlaSilMutluluk.. modum çok çabuk değişiyor benimde, bilemedim neden..
Mrs Soda,
Silhepimizin öyle galiba :) Çok teşekkür ederim :)
Merhaba, yeni takibe aldım blogunuzu yazınızı yeni okuduğum için dilerim başvurunuz kabul edilmiştir :)
YanıtlaSil