Küçükken doktor olmak istiyordum ve hayallerim hastalıklara tedavi bulmak, yeni ilaçlar keşfetmekten falan ibaretti. Hatta bana hediye olarak mikroskop almışlardı. Hala duruyor. İçinde minik karides yumurtaları ve deniz tuzu var. Deniz tuzunu suya koyup üç gün bekletip içine yumurtaları koyunca yumurtalar bir süre sonra çatlıyor. Suda minik karidesler yüzüyor. Ama büyümeden ölüyorlar. Benim oyuncağım olmak üzere annelerinden alınmışlar ve yaşama amaçları benim merakla suya bakmam. Sonra ölüyorlar...
Lisede doktor olamayacağıma, çünkü fen derslerini yapamayacağıma kanaat getirdim. Aslında yakın olduğum arkadaşlarımın hepsi eşit ağırlık seçecekti ve belki de bu da etkili olmuştu. Bu arada İstanbul fen seçmişti ama sonra bölüm değiştirip ikinci sınıfta eşit ağırlığa geçti. Kader ağlarını ördü, dersanede tanıştık :) Sadece bu yüzden, iyi ki eşit ağırlık seçmişim diyebiliyorum. Bir daha olsa bir daha seçerdim. Ama psikiyatri de içimde kaldı. Tercihlerimde İstanbul Psikoloji bölümünü de yazmıştım. İlk hukuk kazandığımda iyi ki çıkmamış demiştim ama şimdi işsiz ve umutsuz bir avukat olarak keşke çıksaymış diyorum.
Üniversite en umutlu olduğum zamanlardı. Arkadaşlarıma göre bölümü en çok seven bendim. Düzenli giden bir ilişkim vardı ve sevgilim de hukuk okuyordu. İleride evlenip büro açacaktık ve çok para kazanıp dünyayı dolaşacaktık. Mezun olduk, çok şükür her şey iyi gidiyor. Ama tek şey hariç, para. İkimiz de işimizi sevmiyoruz ve ben işsizim. İlk mezun olduğumuzda kendi büromuzu açacağımızı ve bir sürü müvekkil bulacağımızı hayal ediyorduk ve gerçekten bu konuda inanılmaz umutluydum. Ama işsiz kaldıktan sonra dank etti. Büro açma hayalini, evlenme ve home office şeklinde değiştirdik. Ama şu an bırakın dünyayı gezmeyi, evlenmek için adım bile atamıyoruz. Neyse daha çok erken. (Evlenme teklifi istiyordum ama daha var sanırım çaktırmayın)
Bu arada ailem nedense önüme bir işle daha geldi. Değerlendirmeme bile gerek yok, bahane buldum. Mutsuz olmaktansa bir süre daha işsiz kalırım daha iyi. Benim de bir yerde bir nasibim vardır, aramaya devam edeceğim. Ailemin bulduğu işleri neden istemediğimi şu yazıda açıklamıştım. Üstelik şimdi benim işe girmem için araya başka akp bağlantıları sokmayı düşünüyordu dayım. Yine maaşı düşük olursa, yine bir falsosu olursa hiç çıkamam valla. Direk bahane buldum. Allah'ım ne olur bana özel bir büroda istediğim gibi bir iş ver... Psikolojik sorunlarımızdan kurtulalım, İstanbul'la da hep aşık ve mutlu olalım... Lütfen Allah'ım. Her şey için, bütün mutluluğumuz için şükürler olsun.
Umarım yakında istediğin gibi bir iş bulursun. Ya lütfen hayallerinden vazgeçme. Hepsini yapabilirsin. Sadece daha doğru zaman değil demek ki. Yaşadığın günün son gün olduğunu bile bilsen aynı şekilde yaşamaktan pişman olmayacağın günlerin olacak ben eminim.
YanıtlaSilLady, ne kadar güzel konuşmuşsun yahu, inşallah hepimiz için öyle olur :)
SilHayalimden vazgeçmedim ama inancım kalmadı, tekrar kazansam keşke...
daha çok gençsin umutsuz olmak için, çok güzel bir mesleğin ve sevdiğin var
YanıtlaSilher şeyin yoluna girmesi için zaman gerekli, inşallah çok yakındır.
morumsubalon, inşallah inşallah, çok haklısın. Hayatta sahip olduğumuz şeyleri hiç unutmamak lazım.
SilMesleğe her yeni başlayan avukatın yaşadıklarını yaşıyor, hissettiklerini hissediyorsun. Ben de mesleğe yeni başladım sayılır ve aynı kaygılar içerisindeyim. Olacak mı becerebilecek miyim başarılı olabilecek miyim diye düşünmekten kafayı yiyeceğim zamanlar oluyor. Ama zamanla olacağına inanarak hayatıma devam ediyorum. Elbet bir gün biz de istediğim başarılara kavuşacağız. Bu mesleği boşuna seçmedik değil mi?
YanıtlaSilBla Bla, ben de aynen dediğin gibiyim valla. İnşallah boşuna değildir...
SilHerşey nasip ya.. Nasipten öte köy yok..
YanıtlaSilMars beyinli, aynen öyle... Hepimizin bir yerde bir kısmeti var...
Sil